Şehzadeler Belediyesi'nden Gülşah Durbay'ın sağlık durumuna ilişkin açıklama!
Şehzadeler Belediyesi'nden Gülşah Durbay'ın sağlık durumuna ilişkin açıklama!
İçeriği Görüntüle

Viking komutanın kazısı: “Halvdan buradaydı”

Ayasofya’nın güney galerisinde, mermer korkulukların üzerinde dikkatli bakıldığında göze çarpan bir yazı var: “Halvdan buradaydı.” Bu satır, 9. yüzyılda Bizans İmparatorluğu’nun hizmetine girmiş olan Vareg muhafızlarından bir Viking komutanına ait. O dönem kuzeyin soğuk topraklarından gelen savaşçılar, Bizans’a paralı asker olarak katılmış, imparatorun en güvenilir korumaları olmuştu.

Bugün o kazı, Ayasofya’nın “Vikingler İstanbul’a gerçekten geldi mi?” sorusuna verdiği en somut cevap olarak kabul ediliyor.

Ayasofyacamini Sırları

Haçlıların mirası: Gizemli mezar taşı

Yapının bir diğer sırrı ise, batı galerisinde yer alan boş mezar taşı. Taşın, 1204’te İstanbul’u işgal eden Haçlı Seferi’nin liderlerinden, Venedik Doju Henricus Dandoloya ait olduğu biliniyor. Ancak tarihçilerin kafasını karıştıran asıl mesele şu: Mezarın altı boş!

2010 yılında yapılan incelemelerde mezar taşının altında herhangi bir kemik kalıntısına rastlanmadı. Osmanlı arşivlerinde ise yeniçerilerin mezarı açtığında yalnızca bir miğfer bulduğu yazılı. Bazı kaynaklar ise Dandolo’nun kemiklerinin nefretin bir göstergesi olarak Haliç’e atıldığını öne sürüyor.

Prof. Dr. Hasan Fırat Diker, bu konuyla ilgili yaptığı açıklamada şunları söylüyor:

“Ne Bizanslılar ne de Osmanlılar, böyle bir mezara göz yumar. Bu taşın burada kalmış olması bile başlı başına bir sır. Belki de sadece bir anıt, belki de tarihin karanlıkta kalmış bir oyunu.”

Efsaneler hiç bitmiyor

Ayasofya’nın gizemleri yalnızca yazıtlar ve mezar taşlarıyla sınırlı değil. Bazı araştırmacılar, Ahit Sandığı ya da kutsal emanetlerin bir dönem burada saklandığını öne sürüyor. Rivayetlere göre Ayasofya’nın altındaki gizli tüneller, saraylara ve hatta Marmara Denizi’ne kadar uzanıyor.

Bu söylentiler kesinlik kazanmasa da, Ayasofya’nın her köşesinde başka bir hikâye, başka bir sır saklı. Belki de bu yüzden, sadece bir ibadet mekânı değil, aynı zamanda dünyanın en büyük tarih laboratuvarlarından biri olarak görülüyor.

Sessiz bekçi

Bugün milyonlarca ziyaretçiyi ağırlayan Ayasofya, bazen ihtişamıyla büyülüyor, bazen de karanlık hikâyeleriyle ürpertiyor. Ancak kesin olan bir şey var: Ayasofya sadece taş ve mermerden değil, binlerce yıllık hatıradan, sırdan ve efsaneden oluşuyor.

Kaynak: HAB