CHP Genel Başkanı Özel'in konuşmasından satır başları şu şekilde:

"Ayın 9’undan itibaren Meclis bütün Türkiye’nin gözü üzerinde olacak şekilde Genel Kuruldaki bütçe görüşmelerini yapacak. İlk günün ardından ilk gelecek bütçe Meclisin kendi bütçesi olacak. Numan Kurtulmuş mecliste kendi bütçesini savunacak. Sayın Kurtulmuşun verdiği bir sözü tutarak tarihe geçmesini bekliyoruz.

Mecliste çalışan danışman arkadaşlarımız, kıdem ve ihbar tazminatı alamıyorlar. Gelen her meclis başkanından sonra emekçilerimizin sendikası gidip konuşuyor, hak verilip ‘Çözelim inşallah’ deniliyor. Sonrasında meclis başkanları değişiyor ritüel değişmiyor. Numan Beyin de bu konuda verilmiş bir sözü var, adım atmadınız bekliyoruz.

Ekonomi takımımız Türkiye’yi karış karış dolaşıyor. Bu hafta Gaziantep, Kahramanmaraş, Malatya ve Samsun’daydı. Özellikle bu üç büyük ilde yaptıkları temaslardan sonra bize ulaştırdıkları ön raporlarında 30 Kasım’da son bulacak olan Mücbir Sebep Uygulamasının yeniden uzatılması mevzusuydu. Bu mücbir sebebin 3 aylığına uzatılması yerine 3 yıllığına uzatılması bütün esnafların ve esnaf örgütlerinin talebidir.

Rezerv alan sorunu bütün deprem bölgesinde sürüyor. Az hasarlı yapıların onarılıp içerisine yerleşilebilmesi söylendi sonrasında oranın rezerv alan ilan edilip yıkılacağı belirtiliyor.  Bu sorunun derhal ortadan kaldırılması gerekiyor.

Deprem bölgesindeki esas sorun ise Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 1 yılda 650 bin konut yapacağım sözüydü. Yapamazsın dedik, hesap da ortada ama vatandaşı kandırıp, depremzedelerin umutlarını çalıp seçimi kazanmak için böyle bir yalan atmayın dedik ısrarla söylediler. Seçimden sonra rakamları değiştirmeye başladılar.

Şu ana kadar teslim edilen konut sayısı 130 bin yani yüzde 20’si yapılmış. Deprem bölgesinde 5 depremzededen 4’ü, 2 yıl sonra çadırda ya da konteynerde kalıyor. Bu durum Hatay’da ise söz verilen konut sayısı 256 bin, teslim edilen konut sayısı ise 26 bin. Hatay dışındaki illerde teslim edilen konut oranı yüzde 30, Hatay’da yüzde 10 seviyesindedir. Deprem bölgesinde herkes mağdur ama en çok da Hatay mağdurdur. Tüm depremzedelerin 9-10 yıla konutlarına geçebileceği hesaplanıyor. Bu kabul edilebilir bir mesele değil.

AK Parti’nin Türkiye’ye getirdiği Saray Rejiminin Erzincan’ın İliç ilçesinde 13 Şubat’ta 9 işçimizi nasıl katlettiğini hep beraber görmüştük. Faciaya kapasite artışının büyük etkisi olduğu söyleniyordu ve Ankara’daki üniversitelerden oluşturulmuş heyet bu madene kapasite artış raporu verenlerin bu işten sorumlu olduklarını söyledi. Birkaç gün sonra o raporu imzalayanlardan bir tanesi ÇED uygundur raporu veren Murat Kurumdur.

Yunusemre ile sağlık hizmetine ulaşmak kolaylaşıyor Yunusemre ile sağlık hizmetine ulaşmak kolaylaşıyor

Murat Kurum şimdi bakanlığın başında bulunuyor. Mahkeme bilirkişi raporunda verilen sorumluluk oranlarını belirtmemişler dedi. Başka bilirkişiden oranları talep ettiler o kişi de bu kapasite artışının bu olayda bir sorumluluğu olmadığını söyledi. Yani birinci bilirkişi birinci elden sorumlu tutarken o kişinin başında Murat Kurum olduğu ortaya çıkınca hakim ikinci bilirkişi raporuyla hiçbiri sorumlu değil diyor. Sanki bu facia kendi kendine oldu.

9 işçinin iki eli, ikinci raporu hazırlayanlar ve talep edenlerin öbür dünyada yakasındadır. CHP’nin de iki eli bu dünyada yakanızdadır.

İktidara İsrail’le ticareti kesin dedik. Önce yapmıyoruz dediler Mart ayında kanıtlarıyla ispatlandı. Nisan ayında bir yazı yazarak İsrail’le ticareti bitirdik dediler. Eylül ayında burada anlattım gemide giderken belge değiştirerek, üçüncü ülkelerden dolanarak İsrail’le ticareti devam ettirdiler. Bu konuda hiç utanmadan sıkılmadan İsrail’le ticaret bir yalan dediler.

Bir araştırma kuruluşu Türkiye’nin İsrail’le ticaretinin devam edip etmediğine dair anket yapmış. Ticaretin devam ettiğini söyleyen kesim yüzde 79.7’si çıkmış. Tayyip Beye inananlar yüzde 20, inanmayanlar yüzde 80.

Tayyip bey sen mi doğruyu söylüyorsun biz mi doğruyu söylüyoruz. Millet sizin gibi mi düşünüyor yoksa bizim gibi mi düşünüyor?

İktidar kendine yeni bir yol açmak için çok iyi bir şeye yeniden başladı. Yeniden kutuplaşma, yeniden şeytanlaştırma ve yeniden hukuk ve anayasayı ayaklar altına alma noktasında kayyum siyasetine geri döndüler. Önce Hakkari’de bir adım attılar, toplumun tepkisini görünce durdular. Sonra CHP Esenyurt Belediyesine son derece provakatif şekilde Ahmet Özere suç icat etmeye ve tutuklamaya kalktılar. Ardından Mardin, Batman, Halfeti ve cuma akşamı Tuncel ve Ovacık Belediyelerine yaptılar.

Ovacık Belediye Başkanımız Mustafa Sarıgül’ü 12 yıl önce bir cenazeye katıldığı ve aileye taziye verdiği için terör örgütü üyesi ilan ettiler.

Bir kere taziye dediğin ölüye değil, diriye yapılır. Hiçbir anne evladının suçundan sorumlu tutulamaz. O anneye taziye verenler o suçtan sorumlu tutulamaz. Sırf CHP’nin terör örgütünden belediye başkanları varmış gibi göstermek için attıkları yalana bahane uydurmak için Ahmet Özeri yalandan tutukladılar. Bu mesele bir demokrasi meselesidir.

Ahmet Özer tutuklandığı gün Adalet Bakanlığına yazı yazdık. Normalde milletvekilleri istedikleri anda ve bekletilmeksizin tutuklu ve hükümlülerle görüşürler, buna suç terörse Adalet Bakanlığının bilgisiyle maddesi vardır. 28 gündür CHP’nin mensuplarına Ahmet Özerle görüşme evrakına cevap vermiyorlar. Adalet Bakanını bizzat aradım pazartesiyi görelim dedi. Bir aydır pazartesi gelemedi. Sen Ahmet Özer’le beni, milletvekillerimi görüştürmeyerek benim muhalefetimi terbiye edeceksin öyle mi? Senin de sana o talimatı verenin de alnını karışlarım da sana minnet etmem.

Yılın son ayına giriyoruz. Aralıkta 2025 asgari ücreti belirlenecek. Geçen hafta sendikalar geldi. Verdikleri veriye göre Türkiye’de işçilerin yüzde 57’si asgari ücret alıyor. Bu rakam ab ülkeleri arasında yüzde 9 oranındadır. Türkiye’de her sene asgari ücret alanların sayısı daha çok artıyor. Bu iktidar ücreti nasıl artıracağına çalışacağına asgari ücretle ilgili nasıl algı operasyonları yapabilirim ona çalışıyor.

Bugün asgari ücrete enflasyon kadar zam yapmak yerine biz yüzde 22 enflasyon hedefliyorduk o zammı yapalım sonra yüzde 30’a çıkartalım yüzde 30’da bağlayalım dediler. Yani 17 bin TL’lik asgari ücreti 22 bin TL yapalım deniliyor.

Asgari ücret talebimiz 30 bin TL bunun altında biz yokuz. 2025 yılının ilk 6 ayı için 30 bin TL asgari ücret ikinci 6 ayda enflasyon zammı öneriyoruz."

Kaynak: HİBYA AJANS