“Milli gelir 17 bin dolarsa, para halkın cebine değil dar bir zümreye gidiyor”
Ekonomik veriler ile vatandaşın günlük yaşamı arasındaki uçurumun büyüdüğünü vurgulayan Başevirgen, “Bu ülkede kişi başına düşen milli gelir gerçekten 17 bin dolarsa, o para vatandaşın cebine değil, iktidarın çevresindeki dar bir zümrenin kasasına giriyor demektir. TÜİK makyajlıyor, halk da açlık sınırının altında yaşamaya mecbur bırakılıyor” ifadelerini kullandı.
“Grafikler yükseliyor diye millet yükselmiyor” diyen Başevirgen, “Market raflarında da grafiklerdeki kadar yükseliş olsa vatandaş domatesi tane ile değil kilo ile alırdı” diye konuştu.
“Aylık milli gelir 60 bin lira ama asgari ücret 22 bin, emekli maaşı 16 bin 900”
Başevirgen, kişi başına milli gelirin gerçek hayattaki karşılığını rakamlarla ortaya koyarak şöyle devam etti:
“Kişi başına milli gelir 17 bin dolar. Aylık karşılığı bin 417 dolar, güncel kurla 60 bin 225 lira. Peki bu 60 bin lira nerede? Asgari ücret 22 bin lira, en düşük emekli maaşı 16 bin 900 lira. Asgari ücretli kişi başına düşen milli gelirin üçte birini, emekli dörtte birini alabiliyor. Buna ‘büyüme’ diyorsanız bunun adı manipülasyondur.”
Market fiyatları, yükselen kiralar ve fatura yükünün toplumun büyük bölümünü ezdiğini vurgulayan Başevirgen, “Madem ülke zenginleşti, neden vatandaş fakirleşiyor? Gelir artıyorsa neden sofralar küçülüyor? Çünkü artan milli gelir değil, artan eşitsizlik” dedi.
“Rakamlar zenginliği değil, yoksulluğun büyüdüğünü gösteriyor”
Ekonomideki bozulmanın derinleştiğini belirten Başevirgen, ücretli çalışanların milli gelirden aldığı payın yüzde 30’un altına düştüğünü, sermaye payının ise yüzde 52’ye çıktığını hatırlattı.
“Gıda enflasyonu yüzde 70 bandında, piyasa ölçümlerinde yüzde 100’ün üzerinde. Konut enflasyonu son 5 yılda yüzde 900’ü aştı. Hanehalkı borcu son 3 yılda yüzde 300 arttı. Bu rakamların hiçbiri büyümeyi değil, yoksulluğun büyüdüğünü gösteriyor” dedi.
“Türkiye’de büyüyen tek şey uçurumdur”
İktidarın vatandaşın gerçek sorunlarını görmezden geldiğini söyleyen Başevirgen, sözlerini şu ifadelerle noktaladı:
“Emekli ve asgari ücretli açlık sınırının altında yaşamaya çalışırken iktidar ‘kişi başına gelir 17 bin dolar’ diyorsa, bu sorunları çözemediklerini değil, artık görmek bile istemediklerini gösterir. Türkiye’de büyüyen tek şey uçurumdur: Gelir uçurumu, fırsat uçurumu, adalet uçurumu.”
