“Demokrasinin temeli terörden arınmış bir ülkedir”
Komisyonun, tüm siyasi partilerden temsilcilerin, akademisyenlerin, sivil toplum kuruluşlarının ve uzmanların katkılarıyla çalışacağını belirten Arınç, “Milletimizin birliğini ve kardeşliğini güçlendirecek her yapıcı adımın arkasındayız. Güçlü bir demokrasi, ancak terörün gölgesinden tamamen kurtulmuş bir ülkede inşa edilebilir” ifadelerini kullandı.
Terör tanımı ve hukuki zemin yeniden değerlendirilecek
Komisyonun gündeminde terör tanımı ve PKK içinde yer almış kişilerle ilgili olası af düzenlemelerinin olup olmayacağına dair soruya da yanıt veren Arınç, sürecin hukuk çerçevesinde ilerleyeceğini söyledi.
“Kuruluş amacını yitirmiş ve şiddet dışında meşru zemini kalmamış bir yapının değerlerimizle örtüşmesi halinde hukuki değerlendirmeler yapılabilir. Ancak bu süreçte şehitlerimizin aziz hatırasına ve ailelerinin duygularına saygı en temel ilkemizdir.” dedi.
“Komisyon bağlayıcı değil ama yönlendirici”
Komisyon kararlarının bağlayıcılığına ilişkin konuşan Arınç, “Bu yapı danışma ve istişare esaslıdır. Ancak Cumhur İttifakı ve DEM Parti başta olmak üzere Meclis’te temsil edilen birçok partinin katılımıyla kuruldu. Bu da komisyondan çıkan önerilerin parlamentodaki karar süreçlerine yön vereceği anlamına gelir.” ifadelerini kullandı.
Toplantılar neden kapalı yapılıyor?
Komisyon toplantılarının basına kapalı yapılması yönündeki eleştirilere de değinen Arınç, bu tercihin gizlilik değil, verimlilik amacı taşıdığını belirtti:
“Canlı yayınlar çoğu zaman siyasi şovlara dönüşüyor. Biz bu süreçte polemik değil, çözüm üretmek istiyoruz. Görüşmeler kayıt altına alınacak ve kamuoyuyla paylaşılacak. Ancak bu hassas süreçte yapıcı fikirlerin öne çıkması için kapalı oturum tercih edilmiştir.”
Al Arabiya röportajıyla uluslararası mesaj
Arınç’ın Orta Doğu’nun en etkili yayın organlarından Al Arabiya’ya verdiği röportaj, Türkiye’nin terörle mücadeledeki kararlılığını ve demokratikleşme vizyonunu uluslararası kamuoyuna duyurmayı amaçlıyor. Röportajda ayrıca sürecin stratejik akıl, toplumsal hassasiyet ve hukuki zemin üzerinde ilerleyeceği vurgulandı.
