ALTIN KURAL SAMİMİYET ALTIN KURAL SAMİMİYET
Tedirginim..Üstelik tekte değilim biliyorum, yüzlerceyim.. binlerceyim.. milyonlarcayım..Neyi özledim biliyor musun, sabah olur olmaz evimin perdesini aralayıp, önce güneşi hissedip ardından güzel bir kahveyle günü karşılamayı.Yüreğim ağzımda haber sitelerini açıp umarım ben uykudayken kimse ölmemiştir, gece sabaha çalarken kan gövdeyi götürmemiştir duygusuyla yataktan fırlamamayı.Gizleyecek yeri kalmadı artık.Anca böyle bir konuda mı hemfikir olacaktık, 'böyle bir duygunun paydasında birleşecektik', daha önce mümkün olamaz mıydı? O zaman zemin bu kadar endişe taşır mıydı? Sorular, sorular..Belki birgün cevaplanacak da..   * * * Hayatta bilinçli risk almak faktörüyle, kimilerine göre bilinçli, kimilerine göre bilinçsiz 'risk altına sokulmak' aynı denklemde olmasa gerek.Ben kendi hayatım çerçevesinde radikal kararlar alırım, yeri gelir küser, yeri gelir yeniden başlarım da, benim güvende hissettiğim zemini bana küstürmek hangi radikal aklın ürünü! Hangi körelmiş vicdanların elinde kana bulanmaya çalışıyor bizim geleceğimiz? Hayaller ve gerçeklerin paralel olmayışına alıştık bu güzel ülkemin güzel insanlarıyla da yine de hayallerimizi paylaşmaya devam etme derdindeydik biz (olsun, olmasın) lakin dün bir baktık gerçeğe öyle bir saplanmışız ki, fazladan yerimiz kalmamış.   * * * Güzel günler göreceğiz, güneşli günler diye diye peki nasıl gelindi bugünlere, vardır içinizden bir bilen? Nerede güzel gün, nerede güneş..Sormanın şimdi tam zamanı değil midir? Duygular kendi içinde, umutlar beklemede, yarınlar tehlikede, an muallakta mı kalmalıydı! Bana sorarsanız hayır.Yine de şunu söyleyelim, elbet bugünler de geçecek, belki sıyrıklarla, belki daha derin kesiklerle ama geçecek.   * * * Paylaşmak istediğim bir konu daha var..Haliyle durum endişe verici, psikolojiler de bozuk olunca fikir alınması hususunda adres de belli oluyor.Psikologlar..Yalnız birçoğu televizyon kanallarında hiçbir sorun yokmuş, her şey güllük gülistanlıkmışçasına (güya birilerine istediklerini vermeyelim, hayata devam edelim adına) konuşmalar yapıyorlar.Tabi ki hayat devam ediyor ama hayata karışmanın bedeli benim ülkemin bir vatandaşının daha ocağını söndürecekse ben bu duruma sırtımı dönemem, durumu yok sayamam.Tedbirli olunmasını isterim, gerekirse de olabildiğince bu aralar, içinde güven barındıran tek sığınağının 'ev'inin şefkatli kollarında bu süreci atlatmasını (nihayetinde siyasiler bu durumu bir noktada çözeceklerdir, çözmelilerdir, e halk onları böyle günler için de seçiyor ne de olsa ) önermekten kendimi alıkoyamam, bir vatandaş olarak duruma ben de dahil olarak.Bu süreçte güvenliğimizi biraz daha ön planda tutmamızın gerekliliğini bilerek yaşamamızda fayda var.Zaten yeterince ocak söndü, yeteri kadar canımız yandı bu terör belasına.Açıkçası tabloyu herkes kendince yorumluyordur muhakkak ama bu karanlık günlerin yeni bir ışıkla bir an evvel aydınlatılması gerek.Bizi kör etmeyecek bir 'ışık'la..      

Editör: TE Bilisim