Bu kadar dijitalleştik de ne oldu?

Sahi ne oldu?

Elimizin altındaki teknoloji sayesinde her şeyi saniyesinde öğreniyoruz

Öğreniyoruz ama sanki içimize işlemiyor gibi

Mesela bir yerde yangın çıkıyor, çocuklar ölüyor, hayvanlar telef oluyor…

Görüyoruz

Üzülüyoruz

Parmağımızla ileri kaydırıyoruz

Hepsi bu

...

Bir tıkla alışveriş yapıyoruz

Mahalle ruhu kalır mı umursamıyoruz

Lafa gelince de Aahh Aaahh!

Nerede o eski komşuluklar diyoruz

Sohbet dediğimiz şey emojilere, sesli mesajlara dönüştü farkında mısınız?

“N’aber” diye yazıyoruz, hatta NBR yazdığımız bile oluyor

Neyse sonuçta cevabı bile okumadan başka sohbete geçiyoruz.

...

Sosyal medyada herkes uzman

Herkes haklı

Herkes ahlak bekçisi

Ama...

Gerçek hayatta kimse kimseyi dinlemiyor

Hatta karşı komşumuzu bile tanımıyoruz,

Dijital kimliklerimiz parlıyor,

Gerçek benliğimiz çürüyor.

Daha çok paylaşım, daha az samimiyet.

Daha çok takipçi, daha az dost...

...

Çocuklarımız sahi çocuklar

Tabletten başka arkadaş tanımıyor mu?

Oyun bağımlılığı değil mesele

Gerçek hayattan, doğadan, paylaşmaktan kopuyorlar

Farkında mısınız çocuk sesi yok sokaklarda

...

Peki kötü bir şey mi bu teknoloji

Teknoloji kötü değil

Biz kötü kullanıyoruz

İşlerimizi kolaylaştırmak yerine tembel olmayı seçtik

Uzaktaki insanlarla iletişim kurmak yerine

Uzaktaki yakınlarımıza nispet aracı yaptık

ÇEKTİK... PAYLAŞTIK... HAVAMIZI BASTIK...

Bide çekemedik...

Özgürlük dünya dedik linç aracı yaptık

...

Velhasılkelam teknolojiyi kullanmayı beceremedik

Geç mi kaldık

Hayır hiçbir şey için geç değil

Önce kendimizden başlayalım

Ekranı kapatıp insanların yüzüne bakalım

Hal hatır sormayı

Kavga etmeden tartışmayı

Dokunmayı, paylaşmayı hatırlayalım

Yoksa bu dijitalleşme bizi değilse bile insanlığımızı çürütmeye devam edecek.