Söz vermiştim kendime, Yaş 30 demeye başladığım an bir notta kendim için eklemeliydim yazılarım arasına.. O gün tam da bugünmüş :) Şöyle bir bakıyorum geçmişe ne anılar, ne yaşanmışlıklar ne sular geçmiş yollardan hey gidi geri de kalan ama aklımdan hiç çıkmayan her dakikası değerli olan dolu dolu 29 yıl..   Hep sormuşumdur 3.basamakta olmak nasıl bir şeydir, insanın hayatına ve bakış açısına dair kattıkları nedir diye, meğer bu merakımın cevabı da kendimde saklıymış ..bugüne kısmetmiş..   Öğrendim ki: Yolu yarılamakmış, bir çeyreğin eşiğinden atlamakmış, Düşe kalka koşa koşa hep bir adım daha atmakmış, Bazen sınavlara önceden girip dersleri sonradan almakmış, Öğrenmenin, öğütlerden daha kalıcı olduğuna şahitlik etmekmiş, Kendini tanımakmış, tanıdığından daha fazlası olduğunu da hesaba katmakmış, Şems-i Tebrizi’nin de dediği gibi, ‘’Anladım ki insanlar; susanı korkak, görmezden geleni aptal, affetmeyi bileni çantana keklik sanıyorlarmış. Oysa biz istediğimiz sürece hayatımızdalar, göz yumduğumuz kadar dürüstler ve sustuğumuz kadar insanlarmış.’’ Fazla iyi niyetin de bazen çığırından çıkardığını tatmakmış, ‘’Sana anlatılan dıştan içe değişimin yalanlarına gülmekmiş yarım ağızla.’’ ‘’Birçoğunun ‘’yapmam’’ dedikleri şeyleri çıkar için yapar hale geldiklerini görmekmiş.’’ ‘’Yaptıkları şeyin adını değiştirerek kendilerini kandırmalarını izlemek ve en zoru da inanır gibi gözükmemiş.’’ Her işi yapabilirim demektense ehli olduğun kadarına teminat vermekmiş, Şükretmek için sabah uyandığın anı beklemeden nefes aldığın anların farkına varmakmış, Bazen durup aynada alın yazını seyre dalıp binlerce kez şükretmekmiş, Hayalleri resmetmek yerine, gerçeği resmiyetleştirmekmiş, Alttan almayı ve her tartışmayı bir üstünlük savaşına çevirmemeyi bilmekmiş, Geriye bir adım atabilmenin de erdemlik olduğunu sindirebilmekmiş, Kusurlarımızı seçemeyeceğimizi fakat arkadaşlarımızı seçebilecek kadar şanslı olduğumuzu da bilmekmiş, Öfkenin bir yük olduğunu, hayatın kızgın yaşanmayacak kadar kısa oluşunu hiç akıldan çıkarmamakmış, Ve her durumda empatiyle sempatinin akranlığını bağdaştırarak yıkıcı değil yapıcı iletişim kurmakmış, Ve öğrendim ki: Nerede olduğunun, ne kadar uzağa gittiğinin öneminin olmadığını nerede mutluysan hep orada olacağını bilmekmiş Birini seviyor olmanın onun her hatasını affedeceğimiz anlamına gelmediğini; Sevginin yanlışları örtmek için değil zorlukları aşmak için ruhumuzda büyüdüğünü Hayatta her şeyin doğru bir zamanı olduğunu zihne yerleştirmekmiş. Yok’tan var olan Var’dan yok olur düşüncesiyle en doğru hayr ve şerre razı olabilmeyi Üstünü çizdiklerimin bir daha okunmayacağını Allah korkusu olan insanların vicdanlarından zarar gelmeyeceğini Nazar değmez ama kötülük değer derler bu sebeple kötü düşünceleri çağırmamayı Satın alınamayacak tek şeyin sağlık olduğunu bu nedenle her durumda ‘’sağlık olsun ‘’ diyerek cümleyi tamamlamayı Karşılıksız: (Sevmeyi, sevilmeyi, mutlu olmayı, mutlu etmeyi) Evet her şeyi öncelikle kendi hür irademle karşılıksız yapmayı ve sürprizlerle hayata renk katmayı, Mutluluğu kalbine bırakırsan elinle koymuş gibi bulabileceğini beyninle yüreğinin tam ortasına eklemekmiş.   Nice yaşlara hep beraber.  

Editör: TE Bilisim