Manisa’nın çeşitli bölgelerinde 14 Şubat Sevgililer Günü kapsamında özel etkinlikler düzenlenirken, bu özel güne yönelik tartışmalar da devam ediyor. İlahiyatçılar, Sevgililer Günü’nün İslam dini ile hiçbir bağlantısının bulunmadığını savunarak, günün tamamen tüketim odaklı bir yapıya sahip olduğunu belirtiyor. Tüketiciler Birliği de benzer bir görüşü paylaşarak, Sevgililer Günü gibi özel günlerin insanları tüketim çılgınlığına sürüklediğini vurguluyor. Uzmanlar, bu tür etkinliklerin ticari kaygılarla büyütüldüğünü ve insanların duygusal yönlerinin ekonomik kazanca çevrildiğini dile getiriyor. Öte yandan, Manisa’da birçok işletme Sevgililer Günü’ne özel kampanyalar ve etkinlikler düzenleyerek vatandaşların ilgisini çekmeye çalışıyor. Çiçekçilerden restoranlara kadar birçok sektör, bugüne yönelik hazırlıklarını tamamlamış durumda.
“Çarpık bir anlayışın ürünü”
MCBÜ İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Dr. Ahmet Erdinçli, Sevgililer günü adı altında bir günün kutlanması İslâm dini ile hiçbir ilgisinin olmadığını dile getirdi. Erdinçli, “ Daha doğrusu böyle bir kutlama, din içerikli bir kutlama değildir. Bilakis bu tür özel günler kapitalist batı kültürünün bir etkinliği olup insanları tüketime yönlendiren, birtakım değerleri belirli günlere hapseden çarpık bir anlayışın ürünüdür. İslam dini, sevgi ve saygı dini olup sevip saymaya değer verir. Ancak kimleri ve nasıl seveceğinin ölçüsünü açıkça belirtmektedir. Bu bakımdan her inanç sahibi müslüman için Allah, peygamber, aile, anne, baba, akraba, müslüman kardeşleri, eş ve çocukları sevmenin ve saygı göstermenin imanın bir gereği olduğunu Kur’an’da açıkça ifade edilmektedir. İnsanın fıtratında olan sevgi ihtiyacını doğru kişilere yöneltmek gerekir” şeklinde konuştu.
“Sevgi Günü Olması Gerekmektedir”
Müslümanların sahip oldukları değerlerin batının ortaya çıkardığı bu tür etkinliklerden daha anlamlı olduğunu belirten Ahmet Erdinçli, son olarak şunları söyledi: “Yılın sadece bir gününü bir değere hapsetmek İslam’a uymaz. Kıymet verilmesi gereken değerlere her zaman değer verilmesi gerekir. Ayrıca bu günün çıkış maksadı araştırıldığında amacının masum olmadığı, buradan kastın eş, anne ve baba sevdiklerin değil yeni tanışılan kişilerin birbirlerine hediye alması olduğu anlaşılmaktadır. Bu açıdan günün isminin de değiştirilerek sevgililer değil ‘sevgi günü’ olması gerekmektedir. Sonuç olarak bilinçli bir müslüman, neyi niçin kutladığını bilmesi, başka din ve kültürlerin empoze ettiği değerlerine aykırı popüler anlayışlardan uzak durması daha uygun olur.”