Kontrolden çıkan otomobil mesafe levhasına çarpıp tarlaya uçtu: 2 yaralı Kontrolden çıkan otomobil mesafe levhasına çarpıp tarlaya uçtu: 2 yaralı
Manisa Celal Bayar Üniversitesi, 13 Mayıs 2014 tarihinde Soma'da yaşanan maden faciası için anma programı düzenledi. Programda konuşan CBÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Güç; 301 madencinin hayatını kaybettiği faciayı dini yönden değerlendirerek, "Meselenin ilahi bir takdir boyutu var. İlahi kader çerçevesinde o arkadaşlarımızın orada vefatı takdir buyrulmuştur. " dedi. Geçtiğimiz yıl 13 Mayıs tarihinde yaşanan Soma maden faciasının birinci yıl dönümü nedeniyle Manisa Celal Bayar Üniversitesi tarafından anma programı düzenlendi. Manisa CBÜ Uncubozköy Kampüsü'nde bulunan Süleyman Demirel Kültür Merkezi'nde düzenlenen maden şehitlerini anma programına Rektör Yardımcıları, dekanlar, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. "DERS ÇIKARMAK" Programın açılış konuşmasını yapan Manisa Celal Bayar Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Güç, yaşananlardan ders alınması gerektiğini belirterek, "Gerçekten bundan bir yıl önce ülke olarak, 78 milyon olarak büyük bir acı yaşadık. Hiç arzu edilmeyen bir olaydı. Bir yıldan beridir bu acıyı unutmak mümkün değil. Unutmadığımızın bir göstergesi olarak üniversitemiz olarak bu günü bir vefa duygusuyla anmak istedik. Orada şehit olan 301 kardeşimizi rahmetle anmak, geride kalanlarına başsağlığı dilemek ve kendimiz açısından da buradan ders çıkarmak için bu program düzenlendi." dedi. "UYUŞTURUCU TİCARETİ YAPARKEN DE ÖLEBİLİRLERDİ" Prof. Dr. Güç, Soma maden faciasını dini yönden yorumlayarak, "Olayı 2 açıdan değerlendirmek istiyorum. Birisi orada hayatlarını kaybeden kardeşlerimiz, diğeri ise geride kalan yakınları açısından. Konuya orada rahmetli olanlar açısından baktığımızda, meselenin ihali bir takdir boyutu var. Kuran-ı Kerim'de ölümle ilgili ayetlerde var, onlardan birinde 'Hiçkimse nerede öleceğini bilmez' deniliyor. Bu Allah'ın takdiridir. 'Bu dünyaya gelen herkes eninde sonunda ölümü tadacak.' deniyor. Ölüm Allah'ın takdiri. Kimin, ne zaman, hangi şartlarda öleceğini sadece allah biliyor. Bu açıdan ilahi kader çerçevesinde o arkadaşlarımızın orada vefatı takdir buyrulmuş. Buna teslimiyet ve bunu kabullenme gerekiyor. Daha farklı bir şekilde de ölebilirdi bu arkadaşlarımız. Bu insanlar peygamberimizin ifadesiyle en helal kazanç olan el emeğiyle rızklarını temin etmeyi seçmişlerdi. Bu insanlar helal kazanç peşindeydi. Buradan baktığımızda, onlar açısından bu sevindirici bir durum. Bunlar uyuşturucu ticareti yaparken de ölebilirlerdi. Hepsine Alllah'tan rahmet diliyoruz. Bunlar şehit olmuşlardır. Bu dünyada en önemli sonuçlardan birisi de şehitlik mertebesine ermektir. İnşallah onlar o mertebeye ermişlerdir." diye konuştu. MADENCİ YAKINLARINA 'TESLİMİYET' ÇAĞRISI Madenci yakınlarının ölümü kabullenmesi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Ahmet Güç, "Öteden beri 'Ölenle ölünmez' diye bir söz var. Bu dünyaya gelen herkes eninde sonunda bu dünyadan ayrılacak. Namuslu, iffetli, dürüst, iyi bir insan, iyi bir vatandaş, iyi bir eş olmak ve iyi izlerle bu hayattan ayrılmak hepimiz için birer hedeftir. Ateş düştüğü yeri yakar. Şehit yakınlarının acısını hissetmemiz mümkün değil. Allahtan sabır diliyoruz fakat şunu da insan olarak görmemiz gerekiyor. İnanan insanın daha dirençli olması gerekir. Bir islam filozofunun bu acılara karşı yapılması gerekenleri söylediği bir tavsiyesi var. Bu hayatta bir takım acılarla karşılaşmamak için önce tedbir almak lazım. Trafikte giderken bile tedbir almak gerekir. Meşru bir şekilde hayatımızı düzenlemeye çalışıyoruz. Hayatın her anında önemli olan şey tedbir almak. Tedbirimizi aldık. Buna rağmen beklemediğimiz bir acıyla karşılaşırsak mümkün olduğu kadar acıyı en kısa yoldan atlatmaya çalışmak önemlidir. Benim eşim burada vefat etmedi ki, 301 insan vefat etti diye düşünmek lazım.Hemen her gün olaylar oluyor, ölümler oluyor. Bu hayatın bir gerçeği. Böyle bir durumda önce teslimiyet olması gerekiyor. Bu ilahi takdirdir. Ölenle ölünmez. " dedi. HAYIR VARDIR Manisa CBÜ İlahiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Ahmet Güç son olarak şunları söyledi, "Meselenin bir de imtihan boyutu var. Bu hayat başlı başına bir imtihandır. Kuran-ı Kerim'de 'Biz sizleri zaman zaman yaşanan bir korku, bir açlık, bazen canlardan eksitmeyle sizi imtahan ederiz' buyuruyor Allah. Bazen malımız telef oluyor, arabamız bozuluyor, bazen de can alınır. Bu bir imtihandır. Ayetin sonunda sabredenler sonunda kazançlı çıkar buyuruluyor. Teslimiyet sahibi olan insanlar 'Biz Allah'a aitiz. Sonuç itibariyle ona döneceğiz.' derler. Bu teslimiyettir. Bunda da bir hayır vardır. Belki benim eşim için böylesi daha hayırlıdır diye düşünülmeli. Bunu bilemeyiz. Allah, "Sizin bilmediğiniz her olayda bir hayır vardır." der. Müslümana yakışan hikmete ran olmak, teslimiyet göstermek, bunda da bir hayır vardır demektir. " Konuşmaların ardından anma programı, üniversite öğrencilerinin hazırladığı tiyatro gösterisiyle son buldu.

Editör: TE Bilisim