Devlet milleti, millet te devleti yaşatır.  Hem devleti, hem milleti yaşatacak tek güç ahlak ve adalettir. Kimsenin tartışamayacağı doğru bir ölçü ortaya koyduk. Doğru ölçüyü ortaya koyduğumuza göre; Manisa yerelinden iki örneği paylaşmak istiyorum. 1-Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nda 15 meclis üyesi devamsızlıkları nedeniyle üyelikten düşürüldü. Devamsızlık sorunu odanın tarihinde ilk kez ortaya çıkmış bir durum değil. Ancak bu konuyla ilgili hukuk ilk kez işletiliyor. Düşen meclis üyelerinden biri aynı zamanda yönetim kurulu üyesi ve başkan yardımcısı idi. Yerine yeni üye seçilmesi lazımdı. Yönetim kendi içinde çatladı. Geçen Cuma bu seçim yapılamadı. Ardından iki yönetim kurulu üyesinin daha düşürüldüğünü öğrendik. İşlemler hukuki. Ancak Ticaret ve Sanayi Odası’nın meclis toplantısındaki konuşmaları bizzat takip ettim. Hakim kanaat şuydu. Her ne kadar yapılan işlemler hukuki olsa da zamanlama manidar bulundu. Dahası kimse bu işlemlerin ahlaki olduğu kanaatinde değildi. Hele hele Bora Çaylan’ın yönetimden düşürülmesi süreci ve şeklinin meclis üyelerinin vicdanını sızlattığını anladım. Hal böyle olunca Tamer Akkal, “Kral Çıplak”, Gürkan Atılkan “Tuz kokmuştur”, İdris Şendil, “Yönetim istifa etsin” dediler. Dahası Tamer Akkal ile Hayati Dolman arasında öyle bir diyalog vardı ki; gelinen noktanın özetiydi adeta. O diyalogtan geriye şu soru kaldı. Hayati Dolman’a üyeliği düşmek üzere olan meclis üyelerini kim arama demiş olabilir? Veya Dolman’ın bu yöndeki sözleri yanlış algılanmış olabilir mi? TSO Meclis Başkanı Hayati Dolman ve Oda Başkanı Adnan Erbil, verdikleri cevaplarda yapılan işlerin hukuka uygunluğunu izah ettiler. Ama kimse işin ahlaki olduğu görüşünü ileri sürmedi. Velhasıl ahlaki bulunmayan bir davranış, meseleyi yönetimin istifasının istenmesine kadar taşımış oldu. Bundan sonra ne olur bilinmez. Ancak bilinen şu var ki; Manisa Ticaret ve Sanayi Odası’nda bundan sonraki ilk meclis üyesi seçimine kadar huzur ve sükûnet hakim olmayacak. Bu arada Manisa’nın efsane siyasetçisi ve ağabeyi Ersan Atılkan’ın oğlu Gürkan Atılkan’ı da yerinde tespitleri ve doğru analizlerinden dolayı kutlamak gerekir. Onu dinlerken şu yorumu yaptım. “Tam da babasının oğlu” *** 2-Gelelim Devir Tasfiye ve Paylaştırma Komisyonu’na. Manisa Büyükşehir Belediyesi Genel Sekreteri Halil Memiş’in açıklaması çok vahim. Buna göre, süresi dolmuş, görevi bitmiş Valilik bünyesindeki bu komisyon talep doğrultusunda toplanmaya ve kararlar almaya devam ediyor. Her nasıl oluyorsa, komisyonun aldığı bu kararlar hep te AK Partili belediyelerin lehinde oluyor. -Peki bu komisyon kimden talimat alıyor? -Görev süresi dolan bir komisyon nasıl olur da hala paylaştırma kararları alabilir? -Genel Sekreter Memiş bu açıklamayı yapalı neredeyse bir hafta oldu. Komisyondan hiçbir cevap gelmedi. Cevap değil ama bu konuyla ilgili açıklama sadece Yunusemre Belediye Başkanı Mehmet Çerçi’den geldi. Başkan Çerçi üstelik bu açıklamayı bir güç gösterisi şeklinde yaptı. Yerel TV kanalını makam odasına davet etti ve oradan canlı yayın yoluyla yaptı açıklamasını. Oysa Büyükşehir Genel Sekreteri ne kadar da mütevazi bir basın açıklaması yapmıştı. -Peki Valilik bünyesindeki komisyonun yaptığı işlemi izah eden veya Büyükşehir Genel Sekreteri Halil Memiş’in komisyona dair eleştirilerini cevaplaması gereken Mehmet Çerçi mi olmalıydı? Gürkan Atılkan’ın Ticaret ve Sanayi Odası için kullandığı “Tuz kokmuştur” ifadesi bu durum için de geçerli. Velhasıl bu gündem maddesinde de kamu yöneticilerinin hukuki bulunmayan bir davranışını konuşuyoruz. Bu iki örnek Manisa’nın son bir hafta içindeki iki gündem maddesi. Birinde ahlak, diğerinde hukuk tartışılıyor. Bu ve benzer örnekler Türkiye’de o kadar çok ki. Her gün gazetelerde yüzlercesi var. İsterseniz temeli adaletle ilgili olan sorunları bir sayfaya, ahlakla ilgili olanları başka bir sayfaya yazın. Geriye kalan haberlerin, bir elin parmaklarını geçmeyecek kadar az olduğunu göreceksiniz. Yazımızın başında koyduğumuz ölçüyü tersinden işletecek olursak şu sonuç ortaya çıkıyor. Ahlak ve adalet ortadan kalktığında, devlet ve milleti yaşatacak tek güç de ortadan kalkmış oluyor. İşte bu duygu ve düşüncelerle Cumhuriyetimizin kuruluşunun 92. yıldönümünü kutluyoruz. Tüm okurlarımın 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı kutlu olsun.  

Editör: TE Bilisim