Sinemaseverlerin kendi aralarında en fazla tartıştığı konulardan bir tanesi filmlerin dublajlı ya da altyazılı izlenmesi sorunudur. Bir kesim için Türkçe dublaj film izlemek filmin orijinalini bozduğu için filme yapılmış bir hakaret gibi görülür. Özellikle dünya ünlü oyuncuların en önemli özelliklerinden bir tanesinin eşsiz ses tonlamalarının olduğu düşünülünce, bir filmin bunu kaybetmesi, tüm özelliğini kaybetmesine eşdeğerdir diye değerlendirilir. Fakat diğer taraftan da seslendirmenin bir sanat olduğu, filme yeniden can vererek, vizyona girdiği ülkenin kültürüne adapte edildiği düşüncesi vardır. Bu iki farklı görüş sinemaseverleri iki temel kampa bölmüştür. Her iki şekilde düşünen sinemaseverlerin de kendine göre haklı tarafları var. Fakat bu bakış açısına göre değişiklik gösteren önemli bir kıstastır. Aslında sinemanın da diğer sanat dallarında olduğu gibi, sanat için mi, yapıldığı yoksa toplum için mi yapılığı anlayışına göre değişiklik gösterir. Bir Sinema filmi sanat için anlayışı ile yapıldı ise, ilk başta bu sanat eserinin orijinalini bozmak gerçekten de bir hakaret olarak algılanabilir. Çünkü yönetmen ve diğer teknik ekip her detayını çok ince düşünüp ona göre tonlamış ve çekmiştir. Sanat filmine dublaj yapmak, ünlü resim tablolarına bir kalem ya da fırça ile düzeltme yapmak gibidir. Bu nedenle hiç hoş karşılanmaz. Bu tarz filmler genellikle festivaller için çekilen filmler olarak görülür. Vizyon filmleri ise daha çok gişe kaygısı ile yapılan ve toplum için yapılan sanat türüne girer. Toplum için sinema anlayışına göre her şey toplumun isteğine, talebine göre şekillendirilir. Diğer film türünde olduğu kadar sanat kaygısı güdülmez. Daha çok toplum ihtiyaçlarına cevap vermek v gişeden para kazanmak maksadı ile yapılır. Aynı zamanda sponsorlar ve ürün yerleştirme gibi ticari alanda aktif olacak birçok şeye de bu film türünde rastlarız. Bu filmler genellikle dublajlı olarak izlenir. Sinema salonlarında her ne kadar altyazılı olsa da DVD’si çıktıktan sonra ya da online film izlerken dublajlı seçenek tercih edilir. Altyazı ve dublaj tercihleri sadece sanata bakış açısından kaynaklanan bir ayrım değildir, birçok farklı etkeni barındırır. Özellikle eğitim seviyesi ve okuma yazma oranının oldukça düşük olduğu ülkemizde bir şeyler okumak insanlara ölüm kadar zor gelir. Bu nedenle altyazılı film izlerken yazıları okuyamaz, ya da onu okurken sahneleri kaçırır. Bu da filmden alınan zevki önemli ölçüde düşürür. Bu nedenle okuma hızı düşük olan kişilerin dublajlı film izlemesini tercih etmesine neden olur. Bu arada üzerinde durmadan geçmemek gereken bir diğer konuda filmlerin türleri ile alakalıdır. Drama ağırlıklı filmler insanların ruh hallerini, insani ilişkilerini, mimiklerini, konuşma ses tonlarını ve buna benzer birçok detayları konu edinirler. Bu nedenle bu tarz filmlerde dublaj yapmak hem zordur, hem de hiç etik değildir. Bu nedenle bu tarz filmleri izlemeyi tercih eden kişiler altyazılı olarak izlemeyi isterler. Oyuncuların karakterize ettiği ses tonlarını, duygu geçişlerini duymak isterler. Ama komedi filmleri, çocuklara yönelik yapılan animasyon filmler, yaş itibarı ile ve bilinç düzeyi itibarı ile daha düşük bir bilince sahip kitleye hitap eden filmleri dublajlı olarak izlemek olağandır. Çocukların altyazı okumayacağı kesindir, Bu nedenle bu filmler vizyona girerken bile dublajlı olarak girerler. Yanlış anlaşılmaya meal vermeden tekrar belirtelim; dublajlı olarak film izleyen kişiler zeka olarak diğerlerinden daha aşağıda kişiler değildir. Bu hem tercih meselesidir, hem de hitap edilen film türlerine göre değişiklik gösteren bir konudur. Kaldı ki dublaj yapmak da oldukça zorlu bir sanattır ve yok olmaması gereken önemli bir beceri haline gelmiştir. Bir filmin konuşmalarını farklı bir dilden başka bir filme çevirmek, bunu yaparken kelime ve cümle uzunluklarının aynı olmasını ayarlamak, aynı duyguyu yaratacak şekilde tonlama yapmak ve bir kişiyi sadece ses olarak olsa bile yeniden canlandırmak çok zor ve önemli bir sanattır. Bu konuda eğitimli tiyatrocuların ya da seslendirme sanatçılarının kullanıldığını belirtmeliyiz. Üstelik Türkiye’nin bu alanda en başarılı ülkelerden biri olduğunu da söyleyelim. Dünya üzerinde dublaj konusunda bizim kadar başarılı olabilen sadece birkaç ülke vardır. Bunun birçok sosyolojik ve teknik sebebi de var mutlaka. Türkçenin esnek bir dil olması nedeni ile tam uyacak uzunlukta ki cümlelerin daha kolay bulunması, toplumun büyük kesimi dublajlı film izlemeyi tercih ettiği için bu alanda daha çok çalışma yapılıp uzmanlaşması gibi birçok sebep bulabiliriz. Hem son çıkan hd film izlerken, hem de yıllar önce çekilmiş olan siyah beyaz filmleri izlerken dublajın ne kadar uzun zamandan beri yapıldığını ve bu alanda ne kadar yol katettiğimizi görebilirsiniz.

Editör: TE Bilisim