Manisa'nın Soma ilçesinde, 2014 yılında, 301 madencinin yaşamını yitirdiği faciayla ilgili 5'i tutuklu 51 sanığın yargılandığı Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki davaya, müşteki avukatlarının, savcı mütalaasına yönelik beyanlarda bulunmasıyla devam edildi. Acılı ailelerin avukatları, savcının sanıklar için istediği 'olası kast' suçlamasına karşı çıkarak, olası kasıt değil; direkt kasıt olarak değerlendirilip, cezalandırılması gerektiğini söyledi. Mahkemede söz alan avukatlar, mütalaanın suç vasıflandırmasının hatalı olduğu yönünde görüş bildirdi. Avukatlardan Berrin Demir, davada yargılanan ve yargılanmayan tüm sanıkların 'örgütlü bir kötülük çetesi' kurduğunu öne sürerek, "Bizim sizden beklentimiz siyasi, ekonomik kaygıları bir yana bırakarak, hukukun üstünlüğünü göz önünde bulundurup, yargısal refleksi harekete geçirerek sanıklara hak ettikleri cezaları vermenizdir. Böylece toplumda oluşan yargıya güvensizliği de ortadan kaldırıp yargının tekrar çalıştığını göstermenizdir" dedi. Avukatlarından Bilge Doğru ise "Hukukun ve mağdurların vicdanını rahatlatacak bir karar çıkmazsa 3- 4 sene sonra yeni bir katliamla karşı karşıya kalmamız kaçınılmaz olur. Burada kusur yoktur, kesinlikle kasıt vardır. Hatta birinci derece kasıt vardır. Mahkeme heyeti kararını verirken, bunları göz önünde bulundurmalıdır" diye konuştu. TUTUKLU AVUKAT KOZAĞAÇLI'NIN DİLEKÇESİ OKUNDU Duruşmada, ayrıca ailelerin avukatlarından Can Atalay'ın talebi üzerine, bir diğer müşteki avukatı olan, Kanun Hükmünde Kararname ile kapatılan Çağdaş Hukukçular Derneği'nin (ÇHD) 7 ay önce tutuklanan genel başkanı Selçuk Kozağaçlı'nın dilekçesi okundu. Silivri Cezaevi'nde tutuklu bulunan Kozağaçlı, dilekçesinde, tutuklu bulunma sebeplerinden birinin, halkı Soma davasında hükümete karşı kışkırtmak olarak gösterildiğini; ancak halkı kışkırtmak yerine duruşma salonlarında 301 işçinin ve ailelerinin haklarını aradıklarını kaydetti. K ozağaçlı'nın dilekçesinin okunmasının ardından söz alan avukat Can Atalay, mahkeme başkanının neredeyse karar açıklanacağı sırada mahkemeye atandığını savunup, savcının ise dosyayı iyi okuyamadığı iddiasında bulundu. Atalay, "Bu davayı siz bitirseniz bile bizim için bitmeyecek. Bu davanın siyasi ayağı devam edecek. Danıştay kararına rağmen davaya getirilmeyen kamu görevlileri var. Bu davanın siyasi ayağı, kamu ayağı, sarı sendika ayağı var" dedi. Can Atalay'dan sonra söz alan diğer müşteki avukatları da davanın, Türkiye tarihine geçecek bir dava olduğunu ve mahkeme heyetinin üzerinde çok ağır yük bulunduğunu vurguladı. Müşteki avukatlarının esas hakkındaki görüşlerinin ardından mahkeme heyeti, duruşmaya ara verdi. Aranın ardından duruşmaya, sanıkların dinlemesiyle devam edilecek. 'KARAR ÖNÜMÜZDEKİ HAFTA ÇIKACAK' CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Manisa Milletvekili Tur Yıldız Biçer, madenci yakınlarının avukatlarından Can Atalay ve Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Ayhan Yüksel duruşmaya ara verildiği sırada açıklamalarda bulundu. Avukat Atalay, kararın, 24 Haziran seçimlerinden sonraki hafta çıkmasını beklediklerini belirterek, "Türkiye'nin yakın tarihi açısından en önemli yargılamalardan birisini son aşamasına geldik. Türkiye bir karanlıktan çıkmaya çalışıyor. Zor günlerden geçiyor. Bu karanlıktan çıkış için emeğiyle geçinen, ekmeğini kazanırken göz göre göre ölüme gönderilen insanların davasının nasıl sonuçlanacağı, onların ailelerin dört elle sarıldıkları bu davanın nasıl sonuçlanacağı kritik önemde. Anladığımız kadarıyla karar önümüzdeki haftaya kalacak" diye konuştu. CHP'li ÖZEL: RÜZGAR ARTIK ŞİRKETTEN YANA ESİYOR CHP Grup Başkanvekili Özel ise davaya olan ilginin azlığından yakınarak, şunları söyledi: "22'nci kez geliyoruz. Her gelişimizde bazen 8, bazen 6 gün boyunca burada yargılamalar yapılıyor. Bu karardan önceki son blok duruşma. Görünen o ki gelecek hafta Soma'da bir karar çıkacak. 4 yıl önce facia olduğunda tüm siyasi görüşlerden Türkiye'nin dört bir yanından 'Soma'yı unutma unutturma. Unutursak yüreğimiz kurusun' diyenlere sesleniyorum. Neredesiniz siz? İlk duruşma günü 15 bin kişi kapıdaydınız. Her aileden biri içeriye alındı. İçeride partilerin genel başkanları, en üst düzey yöneticileri, Türkiye'nin en meşhur gazetecileri, en sağlam köşe yazarları vardı. Rüzgar adaletten yana esiyordu. Rüzgar ailelerden yana esiyordu. Yavaş yavaş ilgi azaldı. Daha sonra fırsatını buldular, ailelerin genel olarak razı oldukları mahkeme başkanı değişti. Herkesin haberi olsun. Yarın, 'Ah, vah' demeyin. Gelecek hafta tweet atmayın. Facebook'ta paylaşmayın 'Niye böyle oldu' diye. Siz burada olmazsanız, Soma'ya verdiğiniz sözü tutmazsanız, bu ilgisizlik devam ederse haberiniz olsun içeride rüzgar artık şirketten yana esiyor. Dünyanın en pahalı savunma avukatlarına karşı, halkın ve baronun gönüllü avukatları var. Bir tarafta dayısı olanlar, parası olanlar, saraylı olanlar, bir tarafta halkın mücadelesi var. Gelirseniz siz kazanacaksınız, gelmezseniz Somalı anneleri, yetim çocukları yalnız bırakırsanız, onlar kazanacak. Onlar kazanınca kimse 'Ah, vah' demesin. Gelecek hafta burada olursanız, rüzgarın yönü bir kez daha değişebilir." CHP'li Biçer ise mahkeme heyetine seslenerek, "Dünya yıkılsa bile adaletin yerini bulmasına engel olmayın" dedi. Maden Mühendisleri Odası Genel Başkanı Yüksel de davanın sonuna kadar takipçisi olacaklarını vurgulayarak, "Son günlerde bu ülkede madencilik alanında yanlışlar yapılmaya devam ediliyor. Soma'daki sahalar madencilik ilkesine aykırı bir şekilde bölünerek, parçalanarak, ihale ediliyor. Bu önümüzdeki dönemde yeni Soma facialarının yaşanacağı anlamına gelmektedir. Bu konuda uyarıyoruz. Bizim ilk amacımız bu davada adaletin yerini tecelli etmesidir" diye konuştu. CAN GÜRKAN, SAVUNMA YAPTI Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Soma maden faciası davasının duruşmasında, tutuklu sanıklardan Soma Kömür İşletmeleri A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Can Gürkan, savunmasını yaptı. Sanık Can Gürkan, savunmasında mahkeme heyetinin 'toplumun baskısı altında' olduğunu öne sürdü. Davanın 5 tutuklu sanığından Gürkan, genel bir savunma yapmak istediğini, diğer sanıkların savunmalarını tamamlamasının ardından da teknik savunmasını yapmak istediğini mahkeme heyetine bildirdi. Mahkeme başkanının, tüm sanıklara son bir kez daha söz hakkı tanınacağını söylemesi üzerine savunmasına başlayan Can Gürkan, şunları söyledi: "Müşteki avukatları, mahkeme heyetinin baskı altında kaldığı yönünde bir algı oluşturmaya çalışıyor. 4 senedir tutuklu olarak yargılanıyorum. Sebebi hala çözülememiş bir olayla karşı karşıyayız. Olayda önceliğin, olayın nasıl olduğunun çözülmesi olması gerekirdi. Savcının mütalaasında, olayın oluş şekli kanaat şeklinde ve her noktası birbiriyle çelişiyor. Teftiş kurulu 'kablolar yandı' diyor ama kabloların yanmadığı tespit edilmiş ve dosyaya o şekilde girmiş. Bilirkişi tamburdan kaynaklı bir durumun olmadığını da söylüyor. Bence bu olayda kimsenin olayın nasıl olduğuna dair bir fikri yok. Ortada delil yok, belirsizlik var. Olayın oluş şekli kanaat. Suçlama kanaat ise 4 senedir neden yargılanıyoruz. Mahkeme heyeti, kamuoyu baskısı altında ceza verecek. Ceza hukuku, kanaate dayalı olamaz. Delilsiz, kamuoyu baskısı altında ceza verilemez. Ben istenen tüm yatırımları yapmışım. Mühendislik işlerine karışamam. Sonuçta bir olay oldu, sonuçları çok ağır olan bir olay. Nasıl oldu bilmiyoruz. Bu olayın sebebini bilmeden isterseniz bizi idam edin. Madem bu dava madencilik açısından emsal olacak; olayın ilimle, bilimle çözülmesi lazım. En önemlisi bu. Bu şekilde hükme gidiyoruz. Ben, beraat etmem gerektiğini düşünüyorum. Diğer taraf ise kasıtla öldürme suçlamasından cezalandırılmamı talep ediyor. Bu olayın emsal olması için olayın çözülmesi lazım. 3 kez değiştirilmiş bir bilirkişi raporu var ortada ve hiçbiri olay şundan olmuştur demiyor." 'SAVUNMA YAPMIYORUM, İÇİMİ DÖKÜYORUM' Can Gürkan, aslında bir savunma yapmadığını ve mahkeme heyetine içini döktüğünü söyleyerek, "Savunmam yapmam için delile dayalı bir suçlama yapılması lazım ama ortada delil yok. Yapılmış, bitmiş bir yolun benim talebimle yapılmasına izin verilmediği ve reddedildiği suçlamasıyla karşı karşıyayız savcılık mütalaasında. Burada asıl zor olan, dosyadaki delillere bakarak toplum tarafından linç edilmek istenen şahsım adına konuşuyorum. Deliller bir insanın suçsuz olduğunu gösteriyorsa, toplumu tatmin etmek için değil, hukukun üstünlüğüne göre karar verilmeli. 4 sene delile dayanmadan tutuklu kaldıktan sonra hukuki bir sonuç beklemiyorum. Delili olan bir suçlamaya cevap vermek istiyorum ama yok. Teknik sunumlar ve savunmalardan sonra savunmama tekrar devam etmek istiyorum" diye konuştu. Mahkeme heyeti Gürkan'ın savunmasının ardından duruşmaya ara verdi. DURUŞMA ERTELENDİ Akhisar Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülen Soma maden faciası davasının 22'nci duruşmasının bugünkü oturumu, sanık Can Gürkan ve Ramazan Doğru'nun savunmalarını yapmasının ardından yarına ertelendi. Duruşmaya yarın, diğer sanıklar ve avukatlarının savunmalarıyla devam edileceği belirtildi.

Editör: TE Bilisim