Irak Şam İslam Devleti (IŞİD)isimli terör örgütünün Irak’ta yaptığı vahşet sık sık haberlere konu olmaktadır. İnsanın kanını donduran görüntüler internet ortamında dolaşmaktadır. Güzel dinimiz islam adına Müslümanları katleden bir terör örgütünün yaptıkları kabul edilemez. Bu kanlı terör örgütünün elinde hala 49 vatandaşımız rehin olarak tutulmaktadır. Hükümet ise bu konuya kayıtsız kalmıştır. Hatta 49 vatandaşımızın Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi serbest bırakılarak bunun seçime yönelik bir propaganda aracı olarak kullanılacağı iddiası vardır ki insanların canı üzerinden siyaset yapılması asla doğru değildir. Burada dikkat çekilmesi gereken konu, AKP’nin ile muhafazakar kesimin, katliamlara ve Türk vatandaşlarının kaçırılmasına sessiz kalmasıdır. Bu sessizliğin nedeni, Müslümanları katleden, her gün kafa kesen terör örgütünün kanlı emellerine, dinimizi, kutsal kitabımızı ve peygamberimizi alet etmesi midir? Acaba başka dinden bir örgüt, aynı şekilde Müslümanları katletseydi, ya da sosyalist bir grup vatandaşlarımızı kaçırsaydı yine sessiz kalınır mıydı? Daha önce terör örgütlerinin de kışkırtmasıyla muhafazakar kesimin Cuma günleri camiden çıkıp protesto gösterilerinde bulunduğunu biliyoruz. Danimarka’da yayınlanan bir karikatür yüzünden yapılan protestoları hatırlayalım. Mısır’daki yaşanan darbe olayından sonra Türkiye’nin her yerinde yapılan gösterileri unutulmadı. Esma için aylarca ağlandı. Ama konu IŞİD’e gelince başta Hükümet olmak üzere tüm muhafazakar kesim sus pus oluyor. Gezi protestoları sırasında camiye ayakkabı ile girdiler diye ortalığı ayağa kaldıran Başbakan, İstanbul’da Caferi camisi yakıldığında, hiç ağzını açmıyor. Fatih Camii bombalanacak yalanı ile subaylar hapse atılırken, Kuran’ı Kerim yakıldığında, havuz medyasından çıt çıkmıyor. Ülkede cami yakılmış, güzel dinimizin kutsal kitabı Kur’an-ı Kerim yakılmış, muhafazakar kesimden ortada yok. Bu tutumu islam anlayışı ile açıklamak mümkün değildir. Bu siyaset te değildir. Çünkü din adına katliam yapanlara sessiz kalınması, islam anlayışı ve hoşgörüsü ile asla bağdaşmamaktadır. CHP olarak her türlü teröre karşıyız. Irkçı, etnik ve inanç katliamlarının yeniden yaşanmasına izin verilmemesi için, ülkemizin birlik ve beraberliğine daha fazla sahip çıkmalıyız. Dünyanın neresinde olursa olsun din ve inanç adına yapılan tüm katliamları kınıyorum.   TÜRKİYE BÜYÜK MİLLET MECLİSİ BAŞKANLIĞINA Aşağıdaki sorularımın aracılığınızla Sayın Başbakan Yardımcısı Beşir ATALAY tarafından yazılı olarak cevaplandırılmasını arz ederim. Saygılarımla    Hasan ÖREN Manisa Milletvekili   El kaide bağlantılı silahlı terör örgütü IŞİD,ın Suriye, Irak ve Türkiye’de yaptığı eylemlere Hükümetin sessiz kalması toplumun tepkisine neden olmaktadır. Kanlı terör örgütünün elinde hala 49 vatandaşımız rehin olarak tutulmaktadır. Hükümetin 49 vatandaşımızın serbest bırakılması için gerekli çabayı göstermediği, örgütün yaptığı katliamlara sessiz kalındığı iddia edilmektedir. Bu sessizlik İŞİD ve Türkiye uzantısı Selefiler örgütünün eylem yapmasını cesaretlendirmiştir. Dün İstanbul Esenyurt’ta Caferilerin gittiği cami yakılmıştır. Cami ile birlikte içerisinde bulunan Kur’an-ı Kerim’de yakılmıştır. Muhafazakar hassasiyeti yüksek olan Başbakan bu menfur saldırıyı hala kınamamıştır. Hükümetinize yakın medya grupları ve muhafazakar kesim de sessiz kalmıştır. Din adına katliam yapanlara cami ve Kur’an-ı Kerim yakanlara sessiz kalmak Türkiye Cumhuriyetinin ilkeleri ve politikaları ile asla bağdaşmamaktadır.   Bunlara göre; 1-     Gezi protestoları sırasında camiye ayakkabı ile girdiler diye ortalığı ayağa kaldıran Başbakanın, İstanbul’da Caferi camisinin yakılmasına sessiz kalmasının nedeni nedir? 2-     “Kabataş’ta başörtülü bacıma saldırdılar” yalanını aylarca ağzından düşürmeyen Başbakan, Cami’de Kur’an-ı Kerim yakılmasına neden tepki göstermemiştir? 3-     Başbakanın bu tutumu Hükümetinizin IŞİD terör örgütünün katliamlarını ve eylemlerini onayladığınız anlamına gelri mi? 4-     IŞİD kanlı terör örgütünün yurt içinde eylem yapmasını engellemek için hangi tedbirleri aldınız?
Editör: TE Bilisim