MAGİDER’den ‘dolar’ değerlendirmesi

Son zamanlarda rekor üstüne rekor kıran doların yükselişiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Manisa Girişimciler Derneği Başkanı Ayberk Aloğlu, bu durumdan kurtulmak için en önemli yolun ihracat old...

“Dışa bağımlılık büyük etken” Ekonomideki darboğazın tamamen dövize bağlı olmadığını söylemenin ilk etapta doğru olduğunu, ancak işin temeline inildiğinde yine dövize bağlı bir sıkıntı yaşandığını dile getiren Aloğlu, bunun sebebini ise üretimden çok tüketen bir toplum olmaya bağladı. Aloğlu bu konuda şunları aktardı: “Tüketim toplumu olduğumuz için de döviz kur artışından kaçmamız imkansız hale geliyor. Sektör gözetmeksizin üretilen ürünlerin hammaddelerinin yüzde 70 ile 80 oranında dövizle doğru orantılı olduğu yadsınamaz bir gerçek” 7 Haziran’dan beri ekonominin ciddi anlamda daraldığını, 1 Kasım seçimlerinin ardından tam rayına oturmasının beklendiği dönemde bir darbe teşebbüsüyle başa dönüldüğünü dile getiren Aloğlu, “Bu bağlamda birçok şirket kolu yatırımlarını bekletiyor. Çünkü piyasaya kimse güvenemiyor. Bu durum en alt tabakadan en tepeye kadar geçerli. Halk da dövizdeki yükselme beklentisinden dolayı elinde döviz tutunca düşünün kısa vadede gerçekleşmesine engel oluyor. Kısa vadede dövizin düşmesi için ithalattan çok ihracata dayalı bir politika izlenmeli” dedi. “Geri gidiyoruz” Ülkenin ekonomik olarak büyüme hızının diğer ülkelere oranla yetersiz kaldığını aktaran Aloğlu, “Diğer ülkeler koşarken biz yürüyoruz. Ekonomi dışında olan ancak ekonomiye direkt etkisi olan alanlarda ise bırakın yürümeyi, geri gidiyoruz. Ülkemiz yenilik anlamında 5 yıl önce 55’inci sıradayken bugün 83’üncü sıradayız. Ar-Ge’de 62’den 79’a, eğitim seviyesinde 79’dan 92’ye, matematik ve fen eğitiminde 74’ten 102’ye geriledik. Bütün bunlar üretim ve yenilikte geriye gittiğimizin açık bir göstergesi.” diye konuştu. “AR-GE’ye bütçe ayrılmıyor” Ülkenin, maliyetlerdeki artıştan kaynaklı olarak Ar-Ge çalışmalarına ayrılan bütçe konusunda da geride kaldığını ifade eden Aloğlu, “Ar-Ge harcamalarında AB ülkeleri milli gelirin yüzde 2’sini, OECD ülkeleri yüzde 2,4’ünü ayırırken bizde bu rakam sadece yüzde 1.” dedi.
{ "vars": { "account": "UA-43204872-1" }, "triggers": { "trackPageview": { "on": "visible", "request": "pageview" } } }