İzmir’e 8 Eylül’de korkunç bir saldırı gerçekleşti. Saldırı sırasında 1. sınıf emniyet müdürü polis başmüfettişi Muhsin Aydemir ve polis memuru Hasan Akın şehit oldu; polis memurları Ömer Amilağ ve Murat Dağlı ile bir vatandaş yaralandı. Saldırgan E.B. çatışmada yaralı olarak etkisiz hale getirildi. Soruşturma kapsamında gözaltına alınan 27 şüpheliden bazıları tutuklanırken, yaşları küçük olan zanlıların savcılık işlemleri sonrası serbest bırakıldığı ve bazı kişiler hakkında adli kontrol uygulandığı bildirildi.
En son haber'in haberine göre; Bu kapsamda saldırıyı gerçekleştiren 16 yaşındaki zanlı E.B.’nin ifadesi ortaya çıktı.
“Silahla ilk temasım 7 yaşındaydı”
İzmir’in Balçova ilçesindeki Salih İşgören Polis Merkezi’ne 8 Eylül’de düzenlenen saldırının zanlısı E.B.’nin ifadesinde, silahlarla tanışmasının çok erken yaşta başladığını söylediği ortaya çıktı. E.B., çocukken babasıyla havalı tüfekle atış yaptığını, daha sonra silah kurslarına katıldığını ve poligona gidip atış gerçekleştirdiğini aktardı. Ayrıca internette radikal söylemleri dinlediğini, koleksiyon amaçlı bıçaklar edindiğini ve aile bireylerinin bu durumlardan haberdar olduğunu belirtti.
Asıl hedefi İzmir Fuarı’ymış
Sabah'ın haberine göre saldırganın ifadesinde başlangıçta İzmir Fuarı’na yönelik bir eylem gerçekleştirmeyi hedeflediği; daha sonra bu fikirden vazgeçtiğini ve bir bara saldırı düzenlemeyi düşündüğü aktarıldı. Barda alkol tüketildiği gerekçesiyle saldırı yapmayı değerlendirdiğini ifade eden E.B. ""Aklıma Balçova Ata Caddesi'ndeki bir bara saldırı yapma fikri geldi. Aynı tüfekle oraya gidip saldırı yapmayı düşündüm. Barda alkol içildiği için saldırı yapmak istedim. Daha sonra o saldırının olmayacağını düşündüm. Evimizin yakınındaki polis karakoluna saldırmayı düşünmeye başladım. Gece uyudum ama aklımda bu düşünce vardı. Sabah 06.00-07.00 arası giyindim."
Saldırıya nasıl hazırlandığını da anlattı
E.B., saldırı öncesi hazırlıklarında ayrıntıya girdi:
"Üzerime ceket giydim. Maskemi taktım. Diğer maskeyi de üzerine taktım. Dolapta bulunan otomatik av tüfeğini aldım. Mermileri de daha önceden çantaya koyup hazırlamıştım. Mermileri sırt çantasına ağustos ayında koyduğumu hatırlıyorum. Saldırıda kullandığım el yapımı patlayıcıları çantama koydum. Patlayıcıyı torpilleri birleştirdikten sonra dışına da çelik bilyeleri koyup hazırladım. İki el yapımı patlayıcıyı bu şekilde hazırlamıştım.
Sustalı bıçağı çantama koydum. Çatışmada yaralanırsam mermiyi çıkarmak için bıçağı çantama koydum. Yaralarımı sarmak için peçete koydum. Yaraya dökmek için kolonya da koydum. Yaramı sarmak için kumaş kesmek amacıyla çantama makas da koydum
Annem evde yoktu işe gitmişti, babam uyuyordu. Kardeşim ve dedem de uyuyordu. Ben saldırı yapıp yapmayacağımı konusunda hala düşünüyordum. Babamın uyanmaya başladığını fark edince, babam beni böyle görmesin diye evden çıktım."
Yerdeyken de ateş etmeye devam etmiş
Saldırı sırasında iki polis memurunu hedef aldığını, caddede koşarken tüfeği yeniden doldurmaya çalıştığını anlatan E.B., kendisini tehdit eden birini gördüğünü ve o kişiye ateş ettiğini, yerde yatarken de vurmaya devam ettiğini söyledi. Toplamda iki-üç kez ateş ettiğini hatırladığını belirtti.
“Pişmanım, söyleyeceklerim bu kadar”
Çatışmada yaralanmasının ardından bilincini yitirmeden önceki eylemlerini anlattığını söyleyen E.B., el yapımı patlayıcıları fırlattığını ve eylem öncesi niyetinin “ahiret hayatına geçmek” olduğunu ifade etti. İfadesini “Pişmanım, söyleyeceklerim bu kadar” sözleriyle sonlandırdı.