Bitkisel en yüksek yeterlilik fındıkta Bitkisel en yüksek yeterlilik fındıkta
MANİSA'nın Turgutlu İlçesi'ndeki Çaldağı'nda, 'sülfürik asit liçi' yöntemiyle nikel cevheri çıkartılmasıyla ilgili hazırlanan ikinci Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporuna, Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından onay verilmesine tepkiler sürüyor. Turgutlu Çevre Platformu (TURÇEP) kararı kınayarak, "Turgutlu halkı ikinci kez hayal kırıklığına uğradı" açıklamasında bulundu.  TURÇEP tarafından yayınlanan bildiride Turgutlu halkının yaklaşık 10 yıldır vahşi madenciliğe karşı mücadele verdiği hatırlatılarak şöyle denildi: "Çaldağı'ndaki bu madene karşı olduğunu ve istemediğini her yönüyle ifade etmiş, onurlu bir mücadele örneği vermiştir. Hemen tüm siyasi partiler, sivil toplum örgütleri, meslek odaları, sendikalar, benzer kuruluşlar ve halkımız genelde sergilediği tutumuyla her fırsatta madene karşı olduğunu göstermiştir. Dünyada ilk kez uygulanmak istenen bu madencilik projesi için Çaldağı'nı 'projenin amiral gemisi' ilan eden İngilizler'i topraklarından kovan halkımız, projeyi bir Türk firma olarak devam ettirmek için devralan yeni şirkete karşı da aynı tutumunu sürdürmüştür. Bunun sonucunda ise 8 yıldır 'çok bilimsel ve güzel' diye kutsal bir belge gibi savundukları ÇED raporundan vazgeçmek zorunda kalan maden şirketi, kamuoyunu aldatabilmek için şanslarını bir kez daha denemek üzere yeni bir ÇED süreci başlattı. Bakanlığın ikinci ÇED raporunu onaylaması ile de kendilerine can simidi verildiği görülüyor. Dolayısıyla Turgutlu halkı yıllardır kendi seslerine kulak verilmesini beklerken, bakanlığın bu kararıyla bir kez daha büyük bir hayal kırıklığı yaşamıştır." 'VAHŞİ MADENCİLİĞE GEÇİT VERMEYECEĞİZ' Baştan sona yanlışlarla dolu, fay hattını bile ortadan kaldırdığı öne sürülen ÇED raporunun halka rağmen onaylanmasının asla kabul edilemez olduğu vurgulanan bildiride şu ifadelere yer verildi: "En kısa zamanda gerekli hazırlıkları tamamlayıp konuyu yargıya taşıyacağız. Bu konuda TEMA Vakfı, EGEÇEP, Manisa Çevre ve Yaşam Platformu, İzmir Çevre Mühendisleri Odası, Kimya Mühendisleri Ege Bölge Başkanlığı, Jeoloji Mühendisleri İzmir Odası Başkanlığı, Maden Mühendisleri İzmir Oda Başkanlığı, Orman Mühendisleri İzmir Oda Başkanlığı ile Ziraat Mühendisleri Manisa Oda Başkanlığı da gerekli çalışmalar içinde yer alacaklar. Ayrıca siyasi partiler de TBMM nezdinde çalışmalarını sürdürecekler. Vahşi madenciliğe karşı mücadelemizi ve insanca yaşam hakkımızı hukuksal olarak da savunacağız. Topraklarımızda sülfürik asite izin vermeyeceğiz. Mücadelemizi her alanda sürdürecek ve ne pahasına olursa olsun topraklarımıza sahip çıkarak, vahşi madenciliğe asla geçit vermeyeceğiz."

Editör: TE Bilisim