Azmi Açıkdil'in kaleminden... Azmi Açıkdil'in kaleminden...
Ağustos bitmiş Eylül'ün ilk günleri henüz bağdan taşınmadık. İlkokulu bitirdiğim yaşlardayım. O yıl üzümler bir hayli bereketliydi. Babam akşam gün batmadan bağa geldiğinde sergiyi şöyle bi dolaşır kuruyup kurumadığına kontrol eder, kehribar rengiyle dokuz numarayı bulacağını söylerdi. Her yıl sergiyi baştan yapardık komşular düzeltilen sergi alanını çamurla sıvayıp üzümü toprak üstüne sermelerine rağmen babam çimento torbalarını yayar üzümleri çimento kağıtları üstünde kurutur hem rengi sarı olur hem toz toprak bulaşmazdı hem de kağıtta üzüm toprak olmadığı için Tariş, kilosuna bir kaç kuruş ilave ederdi.   Akşamdan tembihlemişti rahmetli babam; nüfusumu, ilkokul diplomamı hazırlamış yarın orta okula kaydını yaptırmak için sabah beraber Manisa'ya gideceğiz fotoğraf da lazımmış dedi. Yeni bir okul yeni arkadaşlar. Beş yıl beraber okuduklarımızın bazıları başka okula, bazısı çıraklığa esnaf olmaya, bazılarımızda benimle beraber yeni okula gidecektik.   Lise ile orta okul binaları aynı bahçedeydi. Orta okul binası şimdi ki milli eğitim müdürlüğünün arkasında doğu batı istikametinde uzunca bir binaydı lise binasına da bir ucundan bağlanıyordu. Ağabeyim lisede okuyor diye güvencem de vardı. Hatta okul zamanı kalem silgi kaybettiğim de ağabeyime gider isterdim.   Orta okul binasının girişinde babamı kapı önünde beklerken benim gibi yenilerde kapı önünde bi yerlere oturmuşlar bekleşiyorlardı. Kaydım olmuş babamın elinden tutarak sevinçle dükkana dönmüştüm...   Üç yıl burada orta okulu bitirdim. Liseye kaydı kendim yaptırmıştım. Ortaokul binam çoktan yıkılmıştı. Şimdi lise binasına sıra gelmiş. Niye yıkarız niye aynı yere yenisini yaparız bir başka yere yapalım bu binaları da onarıp kullanalım. Bu yüzden Manisa'nın içine etmedik mi? Hala mı öğrenemedik? Bir binayı yıkmaktansa yenisini yapalım iki binamız olsun.   Okul diye kıvranıyoruz.   Avrupa da sorarlar: Ne yapalım? Nasıl yapalım? Yıkalım mı? Yaşatalım mı? Onaralım mı? Hatta yardımlaşarak onarırlar. Onun için oralarda 200-300 yıllık binalar var. Kime sorarlar önce okulda eğitim görmüşlere, eğitmenlere, mahalleliye, sivil toplum kuruluşlarına, eşrafa, esnafa...   Biz de bunların yıkılıp yapılmasına kim karar veriyor. Memurlar. Tayinle Manisa'ya gelenler. Sonra yine tayinle gidenler. Manisa veya tayinle gittikleri bir başka şehir baştan sona yıkılsa ne gam.   Hayattan rengi alırsan geriye ne kalır ki? Evet.   Memurdan imzayı alırsan geriye ne kalır ki?   MANİSA.    

Editör: TE Bilisim