Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner sendikaları tarafından hazırlanan 'Eğitime bakış 2018 İzleme ve Değerlendirme' raporunu paylaştı. Raporda kamu kurumlarındaki öğretmenlerin yüzde 55’inin kadın olmasına rağmen aynı kurumlardaki kadın idareci sayısının yüzde 19’da kalması dikkat çekti. Türkiye’nin mevcut eğitim durumunu ortaya çıkaran ‘Eğitime bakış 2018 İzleme ve Değerlendirme’ raporunda yer alan önemli konuları sendika binasında düzenlediği basın toplantısıyla paylaşan Eğitim-Bir-Sen Manisa Şube Başkanı Mesut Öner, 2016 yılından itibaren Milli Eğitimi, 2017 yılından itibaren de yüksek öğrenim sistemini kapsamlı bir şekilde inceleyen ‘Eğitime bakış’ ve ‘Yüksek öğretime bakış’ raporlarını yayınlamaya başladıklarını söyledi. Yüksek öğrenim hariç tüm eğitim kategorilerindeki öğrenci sayısının 2017-2018 eğitim öğretim yılında 17 milyon 885 bine ulaştığını kaydeden Öner, "2017 yılına ilişkin 6, 9 ve 13 yaş gruplarında hem kız hem de erkek öğrenciler için net okullaşma oranı yüzde 99 civarındadır. 14-17 yaş grubunda hem kız hem erkek öğrencilerin net okullaşma oranı ise yüzde 88 düzeyindedir. Türkiye 15-19 yaş grubunda yüzde 71 olan okullaşma oranıyla yüzde 85 olan OECD ülkeleri ortalamasının çok gerisinde kalmaktadır" dedi. Öğretmenlerin yüzde 55’i kadın 2008-2017 yılları arasında toplam öğretmen sayısının 663 binden 1 milyon 30 bine yükseldiğine dikkat çeken Öner, “2018 yılı içinde Türkiye’de öğretmenlerin yüzde 87’si lisans düzeyinden, yüzde 10’u lisansüstü düzeyinden yüzde 3’ü de lisans altı eğitim düzeyinden mezundur. Türkiye’de kamu okullarında çalışan öğretmenlerin yüzde 55’i kadın iken bu kurumlardaki yöneticilerin sadece yüzde 19’u kadındır. Bununla birlikte eşit niteliklere sahip erkek ve kadın öğretmenler arasında erkeklerin daha çok yöneticilik görevlerini üstlendikleri görülmektedir. Tüm kademelerde 2008 yılında 45 bin 969 olan okul sayısı 2017 yılına gelindiğinde 60 bin 568’e yükselmiştir. Son 10 yılda Türkiye’deki özel eğitim kurum sayısında yaklaşık 3 kat artış gerçekleşmiştir. Konsolide bütçe içinde MEB’e ayrılan bütçe oranı 2009-2018 yılları arasında artış ve azalış göstererek genel olarak artmış, yüzde 10,5’ten yüzde 12,1’e yükselmiştir" diye konuştu. Mevcut eğitim durumuyla ilgili önerilerini de anlatan Öner şunları söyledi: "Okul öncesi eğitimin zorunlu eğitim kapsamına alınması haline MEB’in mevcut öğretmen açığına yeni öğretmen ve derslik ihtiyacının da ekleneceği göz önüne alındığında 5 yaş öncesinde okul öncesi eğitimin zorunlu hale getirilmesi yerine okul öncesi eğitime erişim ve katılımın önündeki engellerin kaldırılması için gerekli altyapı eksikliğinin giderilmesi gerekmektedir. Öğretmenlerin bölgelere ve illere daha dengeli bir şekilde dağılımını teşvik edici insan kaynakları politikaları üretilmelidir. Gittikçe daha tecrübeli ve artan yaş ortalamasına sahip bir öğretmen topluluğuna sahip olacak olan Türkiye, bu öğretmenlere yönelik yeni bir profesyonel eğitim politikası geliştirmelidir. Eğitim sisteminde verimliği artırmak ve daha kaliteli bir eğitim sunabilmek için okul müdürleri ve öğretmenleri güçlendirecek bir yetki reformu yapılmalıdır.”

Editör: TE Bilisim