Şehzadelerde silahlı kavga Şehzadelerde silahlı kavga
Topkapı Sarayı'ndan sonra Osmanlı'nın Anadolu'da yaptırdığı en önemli tarihi mekan olduğu belirtilen Saray-ı Amire’den (Manisa Sarayı) günümüze kadar tek ulaşabilen yapı olan Fatih Kulesi’nin bitişiğindeki alkollü eğlence mekanları tepki topluyor. Geçtiğimiz günlerde ünlü tarihçi Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil’in Manisa Sarayı ile ilgili, "Manisa’da Fatih’in kulesi bar yapıldı" başlığıyla Türkiye Gazetesi köşesine taşıdığı yazı ses getirdi. Evliya Çelebi ve Katip Çelebi’nin seyahatnamelerinde de adı geçen ve 52 dönümlük arazi üzerinde yer alan Manisa Sarayı, 1403 yılında Sultan II. Murat tarafından inşa ettirildi. Daha sonra Fatih Sultan Mehmet tarafından genişlettirilen saray, Sultan III. Mehmet'ten sonra şehzadelerin İstanbul dışında eğitimi yasaklanınca Manisa Sarayı 18. yüzyıla kadar küçük onarımlarla ayakta tutulmaya çalışılmıştır. Kurtuluş Savaşı sırasında ahşap kısımları tamamen yanan saraydan günümüze sadece kara planlı kısmi taş ve tuğladan yapılmış Fatih Kulesi kaldı. Bu kule daha sonra üstü sıvanıp üç katlı bir apartman haline dönüştürüldü. Bina bugün halen Türk Kızılayı Manisa Şubesi’nin merkezi olarak kullanılırken, bitişiğindeki bina alkollü mekan olarak işletiliyor. Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman, II. Selim, III. Murat ve III. Mehmet gibi padişahların şehzadelik dönemini geçirdiği Manisa’da Saray-ı Amire’den günümüze çok az bir iz ulaşırken, saraydan bugünlere kadar gelebilen tek yapı olan Fatih Kulesi’nin durumunu köşesine taşıyan Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, "Bizans’a ait bir taş bulunduğunda heyecandan ölecek gibi olan Anıtlar Kurulu üyeleri, her işe maydanoz olan Mimarlar Odası, Milli Saraylar Daire Başkanlığı, belediyeler, valilik, Manisa vekilleri konu Fatih’in emaneti olunca neden bu kadar duyarsız olurlar acaba? Burası Kızılay’a mı verilmeliydi? Kızılay buranın ön bahçesi ile yanındaki bitişik binayı bara mı kiralamalıydı" sözleriyle duruma tepki gösterdi ve yetkililere çağrıda bulundu. “Bugün belki de Manisa’da Topkapı Sarayı niteliğinde bir mekan olabilirdi” Manisa’nın Osmanlı zamanındaki önemine değinen Prof. Dr. Ahmet Şimşirgil, “Fatih’in, Kanuni Sultan Süleyman’ın valilik yaptığı yerdir Manisa. Dolayısıyla Manisa’da şehzadelerin kaldığı saray en önemli tarihi mekanlardan bir tanesidir. Burası ayrıca Saruhanoğulları devrinden itibaren saraydır. Osmanlılar döneminde çok daha genişletilmiştir. Orada gerçekten çok güzel yapılar bulunuyordu. Hatta 13 tane fevkalade kuleden bahsedilir. Evliya Çelebi burayı ‘İrem bahçesi gibi güzellikte’ bir yer olarak ifade eder. Bugün böyle bir yerin ayakta duruyor olması korunmuş olmasını düşünsek belki de Manisa’ya bir Manisa katacaktır. Bazı şehirlerimiz vardır bilhassa turist çekmek için özellikle çalışmalar yapılır. Bugün belki de Manisa’da Topkapı Sarayı niteliğinde bir mekan olabilirdi ama biz bunu maalesef kaybettik” dedi. “Tarihe bundan daha büyük bir düşmanlık yapılmazdı” Manisa’ya konferansa gittiğinde kaldığı otelin alt tarafındaki tarihi kalıntıları görünce olaya ilgisinin arttığını ve Fatih Kulesi’ni de bu yolla bulduğunu ifade eden Şimşirgil, “Fatih Kulesi’nin görmek istedim. Ama keşke görmez olaydım dediğim bir hadise ile karşılaştım. Zira kulenin hemen bahçesi ve yanındaki bina bugün bar olarak kullanılıyordu. Bar görürsünüz içiniz yanar kalbiniz daralır ama bir de adına ‘Dergah Bar’ adı verildiğinde bunun tamamen bir kasıt, tamamen düşmanlık, sanki tarihe bir yıkım gibi görüyorsunuz. Bundan korkunç bir üzüntü duyuyorsunuz. Dergah denilince akla Cenab-ı Hakk’ın zikredildiği yer gelir. Dergah denilince evliyaların fıkıh, tefsir, hadis sohbetleri olduğu yer gelir. Siz ‘Dergah Bar’ diyeceksiniz tarihe de bundan büyük düşmanlık yapılmazdı. Fatih’e bundan daha büyük bir husumet gösterilmezdi. Bu beni gerçekten üzdü. Orada kültür müdürlüğündeki arkadaşları da aradım. Bana 'hocam bir takım faaliyetlerde bulunuyoruz' dediler. Ben de böyle bir yazıyı da ilgililerin dikkatini çekmek için Türkiye Gazetesi’nde yazmak durumunda kaldım” diye konuştu. “Fatih’in kemiklerini sızlatmazsın tarihe saygılı olursun” Yazıyı kaleme aldıktan sonra AK Parti'li vekillerin ve Vali Mustafa Hakan Güvençer’in kendisini aradığını ve bu noktada sevindiğini aktaran Şimşirgil, “Bu iş için 2 aydır teşebbüste bulunduklarını söylediler. Çünkü burası neticede burası yine bir devlet kurumu olan Kızılay’a verilmiş veya Kızılay burayı satın almış. Ben artık onda değilim. Bugün Osmanlı üzerinden bir 100 sene geçti. Dışı öylesine kötü ki sadece bir sıva yapılmış. Bunun üzerine Abdülhamit Han çok güzel bir saat kulesi yaptırmıştı. Çok karizmatik bir özelliği vardı. Hiç olmazsa Fatih’ten kalan köşk ve Fatih’in kütüphanesi burası. Burası ister kültür müdürlüğümüze ister belediyeye bağlı çok güzel kullanılabilir. Bugün ben düşünüyorum artık Kızılay da bu devletin kurumu. Kızılay bundan çok mu memnun, Kızılay başkanı bundan haberdar değil mi? Bunu bir gecede bitirirsiniz. Bununla işlemleri yaparsınız. Kızılay’a Manisa’da fevkalade bir yer tahsis edildiğini, hazırlandığını söyledi sayın vekilimiz. Burası da derhal Fatih’in dönemindeki aslına uygun bir şekilde restore edilebilir. Bugün barı atarsın tarih sohbetlerinin yapıldığı bir mekan haline getirebilirsin. Fatih’in kemiklerini sızlatmazsın, tarihe saygılı olursun. Ben bunun acilen bir an önce yerine getirilmesini istiyorum” şeklinde konuştu. Manisa'dan çok fazla tebrik aldığını da belirten Şimşirgil, “Elbette bir tarihçi olarak bizleri en üzen şey tarihimizin en önemli simaları olan İstanbul’un Fatih’i olan bir anlamda Manisa’da İstanbul’un hazırlığını yapmış olan Fatih Sultan Mehmet’in bu hatırasına sahip çıkmak gerekir. Manisalıların en önemli arzusu ve isteğidir. Bu millet Fatih'in emanetine sahip çıkmalıdır, çıkacaktır” diyerek Fatih Sultan Mehmet’in mezarında yazılı sözleri dile getirdi. Manisalı vatandaşlar da tarihi yapıların korunması gerektiğini vurgulayarak, tarihten ilham alındığını ve herkesin bu bilinçle hareket etmesi gerektiğini ifade ettiler. Saray-ı Amire’nin maketi meydanda sergileniyor Manisa Belediyesi tarafından 2008 yılında, Osmanlı İmparatorluğu dönemi nakkaşlarından Osman tarafından çizilen minyatürden esinlenerek Saray-ı Amire'nin maketi yaptırılmış, 15 Temmuz Demokrasi Meydanı’nda özel bir platform üzerinde sergilenmeye başlanmıştı. Minyatürün birebir ölçeğinde yapılan maket, şehzadeler şehri Manisa’nın o dönemdeki bütün ihtişamını ortaya koyuyor.

Editör: TE Bilisim