KARA-YOLLARI başlıklı haber ve köşe yazımız geniş yankı uyandırdı. Manisa Büyükşehir Gazetesi  ve  45 Haber’deki yayınların ardından onlarca okurumuz teşekkür etti. Karayolları İzmir Bölge Müdürü Abdülkadir Uraloğlu ve Sayın Valimizin basın danışmanı Şehriban Yıldırım beni aradı. CHP Milletvekili Hasan Ören verdiği soru önergesiyle haberimizi TBMM gündemine taşıdı.

***

Büyükşehir Belediyesi ve ilçe belediyelerimizin gayretiyle Manisa’da köy yolları bile ulaşıma kapanmazken, koca İstanbul Karayolu’nda insanlar 45 saat mahsur kaldı.

Bu nasıl olur?

İşte bu soruyu yönelttim Karayolları Bölge Müdürü’ne telefonda.

Meğer Gelenbe rampalarında tüm tedbirler alınmış. İş makineleri, tuz kamyonları ve işçiler… Meteoroloji raporlarına bağlı olarak her şey yapılmış.

Peki yol neden kapandı? Onca insan, dağın başında, iki gün boyunca, neden mahsur kaldı?

Müdür bey onu da açıkladı.

Efendim, yol kapandıktan iki saat sonra trafiğe açılmış. Ancak o yolda iki TIR kayınca işler arap saçına dönmüş. Polis yolu Manisa tarafından ters yönden trafiğe tek şeritten açmış. Karşı yönden gelen araçlarla, Manisa yönünden giden araçlar karşılaşınca yol kilitlenmiş. Aradan geçen zaman içinde araçlar arasında kar birikmiş. Böyle olunca da bütün araçlar kara saplanıp kalmış ve iş içinden çıkılmaz hal almış. Olay bu.

Yılbaşı gecesi de ondan önceki gece de hem vali, hem de karayolları müdürü Gelenbe rampalarındaymış.

***

Olayın ardından vali şu açıklamayı yapmıştı. “Karayolları olayı geç algıladı. Araçlar kara saplandıktan sonra harekete geçti. Eğer erken algılanmış olsaydı sorun bu kadar büyümeyecekti”

Müdür beye onu da sordum.

Bu açıklama yalanlanmadı ama siz işin aslının farklı olduğunu bildiriyorsunuz. Yani hata poliste mi? diye sordum.

Müdür Bey; “Devletin valisini yalanlamak bana düşmez, polis ve emniyet teşkilatımızı da burada suçlamak istemiyorum”   

İyi de onca insan dağın başında 45 saat mahsur kaldı, bunun hesabını kime soracağız?

Karayolları Genel Müdürlüğü, İzmir’deki bölge müdürlüğü hakkında soruşturma açmamış. İzmir’deki müdürlük de şube şefliği hakkında soruşturma açmamış.

Valimizin beyanatı ortada. Bana bildirildiğine göre, Sayın Valimiz karayollarını uyarmış ama soruşturma yetkisi genel müdürlükte.

Polis de suçsuz.

Peki yüzlerce insana yaşatılan bu eziyetin sorumlusu kim?

Yani herkes suçsuz, hatasız, kabahat vatandaş ta öyle mi? 

İşin geldiği noktaya bakın. 

Müdür Bey’le yaptığım konuşmadan hiçbir şey anlamadım. Ama anladığım tek şey şu oldu. Ortada yüzlerce mağdur var ama suçlu yok, soruşturma yok.

Bu satırları kaleme alırken CHP Milletvekili Hasan Ören’den bir mail geldi. Sağ olsun bizim manşet haberimiz ve köşe yazımızı okumuş. Cevabını aradığımız soruları, o TBMM’de soru önergesi yapmış ve Ulaştırma Bakanı’na sormuş.

Hasan Ören de dağ başında iki gün mahsur kalan vatandaşın hesabını soruyor. Sorumlular hakkında soruşturma açılacak mı? diye de ekliyor.

Millet öfkeli, milletin vekili hesap soruyor, biz burada yazıp çiziyoruz, vali uyarı ve açıklama yapıyor. Ama kimse çıkıp şu olayı ve sorumlularını inceleme gereği duymuyor. Vallahi pes. Sanki burada başçavuşun eşeği ….

Not: Bakan soru önergesine TBMM’de 15 gün içinde cevap vermek zorunda. Bakalım ne diyecek?

Editör: TE Bilisim