Meral Akşener "Kimsenin şüphesi olmasın kazanacak adayla seçime gireceğiz" Meral Akşener "Kimsenin şüphesi olmasın kazanacak adayla seçime gireceğiz"
MHP Genel Başkanı Bahçeli, basın kuruluşlarının Ankara temsilcileri ile bir araya geldi. 2019 yılında yapılacak olan Cumhurbaşkanlığı seçimleriyle ilgili aday göstermeyeceklerini ifade etti. MHP lideri Devlet Bahçeli gazetecilerle bir araya geldiği toplantıda, 2019 yılında gerçekleşecek seçimlerde Cumhurbaşkanı adayı göstermeyeceklerini ve Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı destekleyeceklerini açıkladı.

"CUMHURBAŞKANI ADAYI GÖSTERMEYECEĞİZ"

Bahçeli, "MHP Cumhurbaşkanı adayı göstermeyecektir. MHP'nin Genel Başkanı Cumhurbaşkanı adayı olmayacaktır. Anayasada beraber hareket ettiğimiz parti ile beraber sonuç almak Türkiye'nin hayrına olacağı inancındayız. Herhangi bir sebeple sayın Recep Tayyip Erdoğan aday olmaktan vazgeçerse, başka türlü gerekçeler ortaya konulursa kendisinin bileceği iştir. 7 Ağustos'ta başlatılan ruha MHP sadıktır. Yenikapı meselesini de iyi anlamak lazımdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yenikapı ruhuyla Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğiz." dedi. MHP lideri Devlet Bahçeli'nin konuşmasından satır başları:

"HER ŞEYİ AÇIK AÇIK SORUN"

"Anında cevap verme imkanı her an mümkün olmuyor. Olsa da o toplantının havasını bozmamak için arkadaşlarımıza tavsiyemiz sessiz kalmasıdır. Yeri geldiğinde cevap verilir. Olayları saptıran konuşmalar olmakta. Şimdi burada aklınızda ne varsa, neyi merak ediyorsanız açık açık sorun, dürüst ve ilkeli bir üslupla cevap verme niyetindeyim. Sözü size bırakıyorum, her şeyi sorabilirsiniz. 2018 siyasette çok hareketli olacak. 3 Kasım yeni bir dönemin başlangıcı olacak.

"CUMHURBAŞKANI ERDOĞAN İLE GÖRÜŞMEMİZ OLMADI"

SORU- AK Parti-MHP ittifakı "MHP olarak şuan AK Parti'nin Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan Bey ile ittifak konusunda ve siyasetin gelişmeleriyle ilgili herhangi bir görüşmemiz olmamıştır. Ancak kamuoyunda tartışılan konular Cumhurbaşkanının da bizim de gündemimize de düşmüştür. Bir görüşme talebi olduğunda görüşülür, olmadığı taktirde biz görüşlerimizi açıklayarak sorumluluğumuzu yerine getirme gayretinde olabiliriz.

SEÇİM BARAJI

12 Eylül ara rejimi sonrası veya darbe sonrası Türkiye'nin yeniden siyasi yapılanma sürecine girdiği ortamda seçim mevzuatı üzerinde görüşmeler olmuş ve bazı kararlar oluşmuştur. Arzulanan neydi? 12 Eylül ruh ve felsefesini edvam ettirebilecek bir siyasi yapının oluşması amacıyla bu düşünülmüştür. Bir matris düşünün, dikey kısmında 1977'nin TBMM'de temsil edilen partilerin adları yazılı; AP, CHP ve MHP. Yatay kısmında ise bilinen ve Türkiye'de uygulanan seçim sistemleridir. Türkiye genelinde yüzde 10 barajı, seçim çevrelerinde ise yüzde 20-25 barajı öngören bir barajlı dHont sistemi uygulamaya geçirilmiştir.

"YÜZDE 10 TURGUT ÖZAL DÖNEMİNDE YÜKSEK GÖRÜLDÜ"

12 Eylül yönetiminin kadrosunda bulunan bir şahsiyet, merhum Turgut Özal Bey Anavatan Partisi'ni kurmak suretiyle siyasi hayata girmiştir. Seçim sonucunda MHP ve Milli Selamet Partisi dışında partilerle bir sonuç alma gayretine girilmiş ve sonuç alınmıştır. O zaman yüde 10 çok yüksek görülmüştür. Seçim çevrelerinde de 20-25 gibi çok ağır baraj konulmuştur. Siyaset bilimciler yorumlarlarsa çok değişik sonuçlar elde edildiği görülecektir. Partiler büyük oranda parlamentoda temsil edilememişlerdir. Seçim beyannameleri incelendiğinde birçok parti barajın aşağıya çekilmesi konusunda vaatlerde bulunmuşlardır. 91 yılında Refah Partisi, MHP ve Islahatçı Demokrasi Partisi (IDP) bir araya gelerek bir ittifak oluşturmuşlardır. Bu ittifak yasal olarak oluşamamıştır. Bu ittifak 62 vekil ile Meclis'te temsil edilmiştir. Sonuç itibarıyla seçimden Refah Partisi adıyla girildiği için seçim sonuçları Refah Partisi adına yazılmıştır. Hazine yardımından da mahrum kalmışlardır. Siyasi bilimlerin analizlerinde de MHP ve IDP hiç konu edilmeden Refah Partisi oyları üzerinden siyasi yorumlar ve siyasetin geleceğini belirleme gayreti içine girmişlerdir. Bu tecrübeyi yaşayan biri olarak siyasi yapının normalleşmesi açısından bir deneyimi yaşamış bir kişi olarak özellikle önümüdeki yılları da göz önüne aldığımız takdirde MHP bir ittifak olayı söz konusu olacaksa bu yasal olmalıdır. Bugünkü imkanı nedir? Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulamaya geçeceği süreç içinde uyum yasalarından seçim ve siyasi partiler gibi kanunlar olacaksa o zamana siyasi partilere ittifak yapma imkanı, seçim sistemine de maddelerin konulması gerekmektedir. MHP çok pratik bir çözüm olarak üzerinde tartışılması mümkün olabilecek bir yaklaşımı ortaya koymuştur. Seçim sisteminde ittifakın nasıl yapılacağına dair maddelerin konulması gerekir.

"15 GÜNLÜK PARTİ BARAJI AŞIYOR..."

Bir cümle sarfetmişizdir ve hala doğru bir cümledir. Yüzde 10 barajı ağır bir barajdır. Bu ifadeyi kullandığımız zaman basında yer alıralmaz televizyonda daimi personel halinde gelmiş yorumcular, 'MHP barajı aşamama endişesine sahiptir. Onun için yüzde 10 ağır' demektedirler. Sanki 15 günlük parti barajı aşıyor, muhtemelen olabilecek siyasi oluşumlar barajı aşabilecek ama MHP aşamayacak gibi ters bir yorum içerisine giriyor. Bu haksızlıktır.

"MHP'NİN BARAJ SORUNU YOKTUR"

MHP'nin baraj diye bir sorunu yoktur. Türkiye'nin içine düştüğü durumları dikkate alan yorumlar yaptığınızda Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nin uygulama sürecine girdiğimizde uyum yasaları da gündeme gelecekse MHP diyor ki, bugün veya yarın, bazı gelişmeleri de göz önüne alarak siyasi partiler ve seçim kanununda "Acaba bir 'ittifak' kavramı yer alabilir mi, nasıl olabilir?" sorusunu soruyor, tartışılmasını öneriyor.

"ALFABEDE 29 HARF VAR"

Buyurun Meclis'te bir ittifakın nasıl yapılabileceğine dair yasal ve ahlaki durumunu ortaya koyalım. A Partisi seçime girecek, B Partisi seçime girecek, C Partisi seçime girecek. diğer partilerden de varsa alfabe 29 istediğinizi koyabilirsiniz. A Partisi seçime girecekse, MHP, C Partisi'ni ittifak olarak takdim ediyor. A ve B partisi bir tarafta, bir tarafta da C ittifakı var. C ittifakının altında ittifakı oluşturan hangi parti var ise, bu E ve F Partisi olabilir. O zaman ittifak E ve F Partisi olarak gerçekleşecektir. Bahçeli olarak sandığa gittiğimde önce MHP'ye oyumu vereceğim, sonra da C ittifakına oyumu vereceğim. İki partinin aldığı oylar belli olacak ama ikisi ile beraber ittifakın oyu da belli olacak. Bu temsilde adalete bir kapı açmak demektir. Bugün veya yarın bazı gelişmeleri de göz önüne alarak seçim kanununda acaba bir ittifak kavramı yer alabilir mi nasıl olabilir sorusunu soruyoruz. Partilerin siyasi kimliği ortadan kalkmadan, seçim haklarını kaybetmeden ittifak olmalı. Türkiye'de Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi vardır. Cumhuriyet tarihinin 3. evresi oluşmuştur.

"MHP ADAY GÖSTERMEYECEK"

Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi halk oylaması ile kabul edilmiştir. Bu süreç 3 Kasım 2019'daki seçimlerle uygulamaya bütün kurum ve kuralları ile beraber geçecektir. Böyle bir süreci gölgelemek, ayrımlarla her türlü kaosu davet etmek doğru bir şey değildir. Anayasayı değiştirip yeni sisteme geçmeye katkı sağlayanlar, siyasi şartlar değişti, ben şunu düşünüyorum deme şansına sahip değildir. MHP, Cumhurbaşkanlığı adayı göstermeyecektir. Anayasada beraber hareket ettiğimiz parti ile beraber sonuç almak Türkiye'nin hayrına olacağı inancındayız. Herhangi bir sebeple sayın Recep Tayyip Erdoğan aday olmaktan vazgeçerse, başka türlü gerekçeler ortaya konulursa kendisinin bileceği iştir. 7 Ağustos'ta başlatılan ruha MHP sadıktır. Yenikapı meselesini de iyi anlamak lazımdır.

"DÜŞÜNCEMİZ CUMHUR İTTİFAKIDIR"

Türkiye'de yeni bir kapı açılmıştır. Bu uygulamalardan doğan aksaklıklardan özetlenerek gelinmiş olan bir yapıdır. Türkiye'nin geleceğini dikkate alarak, dirliğini, birliğini göz önüne alarak, kaosçu faaliyetlerini de göz önüne alarak, yeni sürecin başlaması tarihi 3 Kasım 2019 olacaksa o zaman MHP Cumhurbaşkanlığı seçimi veya milletvekilliği seçiminde bu yönü ile hareket edecektir. Düşüncemiz Cumhur ittifakıdır. Bu partileri ilgilendiren bir konudur. Büyük bir birlik, yani anayasa değişikliğindeki birlik devam etmesi gözüküyorsa o zaman Cumhurbaşkanlığının ittifakı da bu olur. Artık o 5 televizyoncu bugün akşam birkaç programa başlıyorlar. Acaba Bahçeli ne dedi? Erdoğan kabul eder mi, etmez mi? Bunlara benim aklım ermez. Benim aklım Türkiye'dir.

"ERDOĞAN'I DESTEKLEYECEĞİZ"

MHP'nin Cumhurbaşkanı adayı yoktur, MHP Genel Başkanı aday olmayacaktır. MHP olursa ittifakla, olmazsa kendi partisi olarak milletvekilliği seçimine girer. Cumhurbaşkanı seçiminde Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleme kararı alır. Yenikapı meselesini de iyi anlamak lazımdır. Cumhurbaşkanlığı seçiminde Yenikapı ruhuyla Recep Tayyip Erdoğan'ı destekleyeceğiz.

FETÖ VE PKK TERÖRÜ İLE MÜCADELE

(Terörle mücadele) MHP, terörle kesintisiz mücadelenin gerçekleştirilmesi için bugünkü siyasi iktidara tam destek vermektedir. Terörün kökü kazınmalıdır. Bu PKK terörü için geçerli olduğu kadar FETÖ terörü olarak da geçerlidir. Terör odakları tamamen tüketilmek üzere yok edilmek gibi bir faaliyetin içinde sürdürülmektedir. Bunun sonucu mutlaka alınmalıdır. 15 Temmüz bir yüz karasıdır. Milletimizin kabul etmeyeceği bir davranıştır. Buna sebep olan her unsur tamamen yargı önünde hesap vermelidir. FETÖ'nün bütün unsurlarının yargı yolu ile cezalandırılması kararı sürdürülmektedir. ABD dost ve müttefik olarak Türkiye ile birlikte değerlendirmeler yapmayı tercih ediyorlarsa, 15 Temmuz felaketini anlayıp görüp Pensilvanya'yı Türkiye'ye göndermeli. Amerika'nın takip ettiği yol bunun haricinde yol değildir. Bu davranışlarla fazla bir huzur bulacağına da ihtimal vermiyorum. Suriye'yi, İran'ı, FETÖ'yü, terörü karıştıran Amerika.

"HOLDİNGLERE EL AÇAN BİR PARTİ OLMASIN"

Ben çok net ifade ediyorum. MHP'nin barajı aşma, aşamama gibi bir meselesi yoktur. İnandığı yolda yoluna devam etmektedir. Sadece bizimle alakalı değil, Türkiye'de barajın getirmiş olduğu, her partiye sıkıntısı var. Bazı ittifakların normal olması isteniyorsa o zaman ittifak yapılabilir diyoruz, geçmiş dönemde kaygılarımızı dile getiriyoruz. Kendinin oyunun ne olduğu belli değil, bu belli olsun, bunda bir kötülük var mı? Arkadaşlarımız diyecek ki şu kadar oy aldım. Türkiye'de partiler hazineden yardım alıyor. Aldığı yardım da alınan oy oranına yaklaşmışsa o da hazineden yardım alsın. Holdinglere el açan bir parti olmasın. MHP bugüne kadar holdinglere el açmayan tek partidir. İYİ Parti gibi bir partiyi kurar, bir hanımefendinin koluna sepeti takar gönderir. İyiler onların olsun.

"MHP'NİN HÜKÜMETİN OLUŞMASI SIRASINDA BİR TALEBİ OLMAZ"

Bizim yüzde 7 gibi bir oy oranının ittifak içinde olsun olmasın, değişsin değişmesin gibi bir kaygısı yok. MHP pazarsa satılanmaz, pazarlanamaz bir partidir. Yüzde 5'le 3 gibi bir hazine yardımı talebimiz yok. Önceki anayasa değişikliği ile bu yüzde 3'e düşmüş. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçildiği anda MHP kimin Cumhurbaşkanı olması ile alakalı, önceki sözlerinin arkasında durarak eğer Recep Tayyip Erdoğan veya herhangi birisi Cumhurbaşkanı olduğunda, kuracağı hükümetin içerisinde biz şu kadar bakan isteriz gibi bir ahlak dışı davranışın içinde olamaz. Seçilecek olan kişi yürütmeyi kendisi kurar, nasıl kuracaksa kendisinin bileceği iştir. Kendisine destek verdik diye ortaklık şeklinde, koalisyon devam edermiş gibi bir anlayışla sağdan soldan sapmaları kabul etmez. Cumhurbaşkanı'ndan da bunu kabul etmemesini isterim. MHP'nin hükümetin oluşması sırasında bir talebi olmaz.

"ERKEN SEÇİM DOĞRU DEĞİL"

Biz her zaman hedefteyiz, hedefte olmaktan da zevk duyarız. O çevreler bizi hedef dışı tutarlarsa bir arıza var demektir. Bu süreci başlatmış olan kişi bu konuda bir hak elde etmek arzusu taşıyor, öyleyse Cumhurbaşkanı adayı olmak en tabii hakkıdır. Anayasa değişikliği, halk oylamasındaki, Yenikapı ruhu ile hareket ederek destek vereceğimizi söylüyoruz. Erken seçim zaten doğru değil. İran karışıyor, Suriye, Irak şu...

"SİSTEMİ NİYE ZEHİRLİYORSUN?"

Türkiye'nin normal sürece geçinceye kadar onu gölgeleyecek bir yola sapmak doğru değildir. Tekrar parlamenter sisteme döneceğim diyor. 400 vekile sahip olursan döneceksin. 400 vekile sahip olursan Cumhurbaşkanı sen ol, sistemi niye zehirliyorsun? Cumhurbaşkanlığı seçimi ile TBMM seçimi aynı gün olmakla beraber iki ayrı kurul, kavram, unsurdur. Milletvekilliği seçimlerinde MHP, TBMM'de anayasada yer alan temsilde adalet ilkesinin hayata geçirilebilecek bir konumda olmasını istiyor. Biraz sabırlı olalım. Bundan sonra bu konuyu tartışmaya açan kimse, bu kadar net ifadeye göre bu tartışmayı taşıyorsa hayatı boyunca soru işareti taşır.

"ABDULLAH GÜL DOLDURUŞA GELMEMELİ"

Abdullah Gül'ün Ak Parti'de özel ve önemli bir konumu var. Bugünkü konjoktürde herhangi bir yanlış yaşamamasında ve dolduruşa gelmemesinde fayda var. Sayın Abdullah Gül Bey, AK Parti içinde özel ve önemli yeri olan bir şahsiyettir. Recep Tayyip Erdoğan ve parti kurucuları ile önemli çalışmaları olmuştur. Cumhurbaşkanı olmuştur. Bugünkü konjonktürde herhangi bir engelleyici yanlışı yaşamamasında fayda var. Adayım diye ortaya çıkması izah edilebilecek bir durum değildir. Sağın solun dolduruşuna gelmemesi lazım.

YEREL SEÇİMDE DE İTTİFAK GÜNDEMDE Mİ?

(Yerel seçimde ittifaklık olacak mı?) Henüz daha ittifak konusu seçimlerle alakalı olarak. Hayatın bundan sonra her alanında olacaktır anlamı taşımaz. Bunun yanına çok daha değişik şeyler ilave etmenin bugün için manası yoktur. İttifak olur ama ittihata doğru gidecek bir durum söz konusu hiçbir zaman olmaz.

"8 MİLİTAN VEKİLLE ORTALIĞI KARIŞTIRIYORSUNUZ"

Aşağılık davranışı 15 Temmuz'da karşı direniş ile durduranlardan hesap sordurabilecek bir konuma gelebileceklerini görmezlikten gelip bu sözü söyleyenler 4 Nisan 2012'deki paşalar davasını bir hatırlasın da. Devrimcileri yine yalnız bırakan o ana faktör denilen unsurdur. Kurun ayrı ayrı parti. Meclis'te temsil edin. Niye CHP'nin içine giriyorsunuz, 8 militan vekille ortalığı karıştırıyorsunuz?

"ÜLKÜCÜLERİN SOKAKTA OLMAMALARI GEREKİR"

Ülkücülerin sokakta olmamaları gerekir. Bu kesin bir talimattır. Bunun burnu dik olursa bozkurt, şöyle olursa heavy metalci olur. Ülkücü kadro bu işin içinde olmayacaktır. Sokağa dökmek isteyen hiçbir unsur uyumaz. 24 saat Türkiye uyanık kalmak mecburiyetindedir. Tek tip kıyafet konusu daha sonra hülümetle yetkililer arasında konuşulur, karara bağlanır. İttifaklaşma cepheleşmeyi de kutuplaşmayı da önler. Zaten çatışma olmaz. Onun için yasal zemine çekmekte yarar var.

"ABD SARRAF'I PAKETLEYİP BİZE YOLLASIN"

Suç ABD'de işlenmişse ABD, Türkiye'de işlenmişse Türk yargısı bakmalı. ABD elindeki delillerle paketleyip Sarraf'ı bize yollasın."

Editör: TE Bilisim